Bu kitabı okurken bir hayli boş zamanım vardı.Baştan belirtmek gerekiyor ki yeteri kadar vaktiniz yoksa başlamayın uzun süre bir kenarda tozlanacaktır aksi halde.Eser edebiyat tarihimizde ilk batılı tekniğe uygun roman olarak biliniyor ancak ben psikolojik tahlillerin çok başarılı olduğunu ve Eylül'den önce basıldığına göre ilk psikolojik roman
Aşk-ı Memnu'nun romanını da okudum, dizisini de izledim. İnsanlar orada bölünmüş aile yapısını, amcasını aldatan bir yeğeni, eşini aldatan bir kadını görüyor. Hatta daha da ileri giderek Behlül'ü Bihter'in baştan çıkardığını söylüyorlar. Halbuki hikaye, toplumun kadına bakış açısını muhteşem bir ustalıkla gözler önüne seriyor. Gelin bir de
“Osmanlı daima Türk’e “eşek Türk” derdi. Türk köylerine resmi bir kişi geldiği zaman “Osmanlı geliyor” diye herkes kaçardı.” (Sayfa 32)
Yukarıdaki cümle, yazarın, çalışmada, Osmanlıdan bahsederken kurduğu cümlelerden bir örnektir. Hatta, günümüz Türkçesi çevirisinde hata yoksa, Osmanlı – Türk ikilemi veya Osmanlı iç siyaseti bahsinde şu alıntı da
Nasıl oluyor; vakit bir türlü geçmezken
Yillar, hayatlar geçiyor?
Kayıp bir bavul gibiyim havaalanında
Ya da boş bir yüzme havuzu sonbaharda
Çok mu ayıp hala mutluluk istemek?
Neyse zaten hiç halim yok
youtu.be/IWpBzKPjtc0
Şimdi sen, mademki bu tarihin çocuğusun; eski zafer ve şeref asırlarının bugünkü evladısın!... Atalarının sana miras bıraktığı her güzel şeyi seveceksin.
Ataların bize miras bıraktığı en güzel iki şeyden biri bugünkü Türk vatanı ise, ikincisi Türkçedir.
Onu olur olmaz kaprislerle yıkamazsın!
...
Bu dili seveceksin!... Hem de her haliyle sevecek ve koruyacaksın!...
Mesela Türkçe fail + mef' uller + fiil sıralanışındaki büyük mantık millidir.
Devrik cümle milli değildir.
O kadar ki Türk ancak telaşlandığı, dili dolaştığı acele konuşmak zorunda kaldığı, kısaca şaşırdığı zaman devrik cümleyle söyler.
Hakikat şudur ki Türk milleti gibi, asırlarca hatta çağlarca dünya sathında konuşmuş, büyük ve Fatih bir milletin dili özdil olamaz, imparatorluk dili olur.
Yirminci Asır Türkçesi, başlangıçta, milletimize altın gibi kıymetli ve güzel kelimeler kazandıran, tılsımlı bir talih kuşuydu. Günümüz dilcileri onu boğazladılar.
Hikaye budur.