Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

runb

Beni bazı şeyler hakkında yargıya varmaya meyilli hale getiren varsayımlar, ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar, onların yalnızca birer varsayım oldukları ve kesin deliller teşkil etmediklerine dair sahip olduğum tek bilgi, tersi bir yargıya varabilmem için yeterlidir.
Reklam
Kuşkusuz Tanrı beni hiç yanılmayacağım şekilde yaratabilirdi. Öte yandan şurası da kesindir ki o her zaman en iyi olanı ister. Öyleyse benim için yanılgıya düşmek, düşmemekten daha mı kazançlı?
“..Böylece az evvel bahsettiğim mükemmelliği kendime bahşetseydim, doğumumun ve varlığımın yaratıcısı ben olsaydım en azından elde edilmesi daha kolay şeylerden, yani yaratılışımın mahrum kaldığı bilgilerin çoğundan ve Tanrı’dan edindiğim fikirde yer alan şeylerin hiçbirinden kendimi mahrum bırakmazdım.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Belki de dünyada hiçbir şeyin kesin olmadığından başka gerçek yoktur.
... Es freue sich, Wer da atmet im rosigten Licht. ["Gül rengi gökyüzünün aydınlığında nefes alan, Memnun olmalı hayatından!" Schiller, "Der Taucher".]
Reklam
Ben duyguların ve ruhun o halinde bulunuyorum ki, bu anda hakikat, hayallerin önünde gerileyerek ilk rüyanın belirsiz levhalarinda bu hayallerle birleşir.
Böylelikle düşüncelerimizin temelinde yatanın, herhangi bir bilgiden çok adetler ve görenekler olduğu sonucuna ulaştım. Nihayetinde tüm düşüncelerimizin temelinde bu olsa da oy çokluğu hakikatin garantisi değildir, çünkü bunu tek bir insanın keşfetmesi, tüm bir toplumun keşfetmesinden daha muhtemeldir. Böylece düşünceleri diğerlerinden daha üstün kimseyi bulamadım ve kendimi yönetmeye mecbur kaldım.
Tüm iyi kitapların okunması, geçmiş dönemde bunları kaleme almış en saygın kişilerle sohbet, hatta bizimle en seçkin düşüncelerini paylaştıkları ve üzerine çalışılmış bir sohbet gibidir.
Ağır adımlarla ilerleyenlerin, doğru yolu takip ettikleri takdirde, koşarken yolunu kaybedenlere göre daha ileri gidebileceği söylenebilir.
Güçlü bir zihne sahip olmak yeterli değildir; önemli olan onu kullanabilmektir.
Reklam
“Ruhlarımız her neden yoğrulmuşsa, ikimizinki de aynı.”
Sayfa 100Kitabı okudu
Birinin önünde çıkacağı beş alçak merdiven basamağı, bir başkasının önündeyse tek ama o beş basamağın toplamı kadar yükseklikte bir basamak olması gibidir bu; birinci kişi yalnızca bu beş basamağın değil, daha yüzlercesinin ve binlercesinin üstesinden gelecektir, büyük ve çok yorucu bir yaşam sürmüş olacaktır, ancak çıktığı basamaklardan hiçbiri onun gözünde ikinci kişi için o tek, ilk, yüksek, sahip olduğu bütün güçleriyle tırmanılması olanaksız, ne yukarı ve elbette ne de dışına çıkabildiği basamağın taşıdığı anlamı taşımış olmayacaktır.
İnsan çağımızda gönül tarlasına durmadan put dikiyor. Kendi türettiği eşyaya, kendi kurduğu sisteme veya kendinin yücelttiği insana tapmak yoluyla kendine tapmaya çalışmakta belki de. Kendini dolaylı yoldan putlaştırmanın boş deneyinde.
İnsan ruhu hakikat olmaksızın yaşayamaz, hakikatten uzak kalamaz. Bir bakıma bunalım, ruhun hakikatten uzak kalışı, daha doğrusu uzak kaldığının bilincine varışından doğar.
İki insan birbiriyle tam bir uyum içinde yaşarsa, konuşmadan ya da yarım sözcüklerle anlarlar birbirlerini.
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.