Ben hiçbir şey söylemedim
Öyle say ya da öyle san ki
Rüya bitti yalan zamanıdır
Hakikatli bir yâr desen
az gelir
Bir şeb-i yeldâdır susuşun
Yahut bir o kadar uçurum
Kalbin yirmi bin fitte tüketti
Yakıtını âh elinden şimdi
ne gelir
Neriman düşündü ve bir anda Şarklıların kedileri ve Garplıların köpekleri niçin bu kadar sevdiğini anladı. Hırıstiyan evlerinde köpek ve Müslüman evlerinde kedi bolluğu şundandı: Şarklılar kediye, Garplılar köpeğe benziyorlar! Kedi yer, içer, uyur, doğurur; hayatı hep minder üstünde ve rüya içinde geçer; gözleri bazı uyanıkken bile rüya görüyormuş gibidir; lâpacı, tembel ve hayalperest mahlûk, çalışmayı sevmez. Köpek diri, çevik, atılgandır. İşe yarar; birçok işlere yarar. Uyurken bile uyanıktır. En küçük sesleri bile duyar, sıçrar, bağırır.
çocuğum benim
bu ne biçim rüya
hiç bitmeyecek mi içindeki sallantı
nasıl yersiz bir yükle gezdiğine
kim ikna edecek seni
bıraktıkları izler
büyüdü kocaman ağrılar oldu
sen bile kaybettin diplerini
"Gece vakti, genç ve solgun ayın altındaki gri karanlıkta, Anduin'in suları kıyısında oturmuş hiç durmadan hareket eden akarsuya bakıyordum; hüzünlü kamışlar hışırdıyordu Böyle seyrederiz hep, kısmen düşmanlarımızın ellerinde olan Osgiliath yakınındaki kıyılardan nehri; düşmanlarımız oradan çıkıp topraklarımızı taciz eder. Fakat o gece
"Theoden yavaşça tahtından indi. Divanhanede yeniden soluk bir ışık belirmeye başladı. Kadın aceleyle kralın yanına gidip koluna girdi; yaşlı adam sendeleyen adımlarla yükseltiden indi ve yavaş yavaş divanhaneden geçti. Solucandil hala yerde yatıyordu. Kapılara vardılar; Gandalf kapıları çaldı."
"Açın! diye bağırdı. "Yurt