Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Babamı hatırlayamıyorum rüyamda gördüm ama sesini, hatırlayabildim, mutlu ol kizim, diyordu.
Reklam
Rüyamda babami gördüm sanırım. Sanırım diyorum çünkü babami artik tam net hatırlayamıyorum
Rüya...
Rahmetli babamı gördüm rüyamda, şefkati ile. Allah mekanını cennet eylesin...
Aslında insanın kederli gecesinde uyku uğramaz semtine, derdi olan insanın gerçekten derdi olup olmadığı uyuduğu uykudan belli olur derler. Babamın çileli yüzünde gözyaşları donup kalırken oracıkta elini başının arasına almış içinde kopan fırtınalarla boğuşurken her nasılsa uyuyor. Belki de aslında uykudan uyanıyor. Rüyada Fahr-i Kâinat Efendimizi
Reklam
"Anne benim babam yok mu, nerde kaldı, gelmedi? Çok yetimler güldü, fakat benim yüzüm gülmedi. Anne anne ben babamı gece gördüm rüyamda O kahraman babacığım şehit düştü kavgada. Bundan böyle rahat yoktur bize yalan dünyada Anne benim babam yok mu, nerde kaldı, gelmedi?"
Sayfa 183
Annabel Lee şiirinden esinlenip kendi yazdığım hikayem
"Artık ömrünün son anlarında olan bir adamım ben. Bu satırları yazıyorum ki bu evde yarım kalan aşk hikayem unutulmasın. Benim adım Ozan. 68 yaşındayım. Sonunda sevdiğimle kavuşmama az kaldı. Sıcak bir haziran gününde, sevdiğimle aynı anda doğdum. Aynı anda inletti göğü ağlamalarımız. Sevdiğim, Sevda'm yan komşumuzdu. O da benim gibi
O gece annemi ve babamı rüyamda gördüm ama annemin yüzünü seçemedim bembeyazdı ve bulanıktı. Ben ağlıyodum çünkü çok büyük bi alışveriş merkezindeydik ve ben kaybolmuştum ve para ödeme yerlerinin etrafında sağa sola koşup duruyodum. Sonra bi adam geldi ve beni aldı ve içinde sıralar olan büyük bi odaya götürdü ve bana bir şeker verdi ve dedi ki benim gibi kocaman olanlar böyle ağlamamalı çünkü nasıl olsa annesi ve babası gelip onu bulur dedi.
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitabımızın ana karakteri, Isabella. Onun kafası da hayatı da o kadar karışık ki okuyucunun bile takip etmesi güç. Annesi beyaz, babası siyah olan Isabella melez bir kız. Teni ne beyaz ne de siyah. Kendisini bir ırka göre sınıflandıramıyor. Mutlu bir aileye sahipken bir anda her şey değişiyor. Annesi ve babası boşanıyor. Isabella artık iki tane eve sahip fakat yuvası kalmamış. Kendisini yuvasız olarak nitelendiyor. Mahkeme velayeti bir hafta anneye, bir hafta da babaya veriyor. Her hafta aynı gün aynı yerde Isabella değiş tokuş ediliyor. Hissettikleri bana o kadar geçti ki kitap bittiği gece rüyamda bile kitaptan etkilenerek annemi ve babamı tekrar evlenirken gördüm. Kitapta aile, arkadaşlık kavramları üzerinde durulurken siyahilere yapılan ırkçılık ve okullardaki zorbalık da çok güzel işlenmiş. Bu kitabı herkese önerebilirim. Mutsuz ailesi olan ya da ebeveynleri boşanmış çocuklara, çocuk sahibi olmayı düşünen ya da çocuk sahibi olan yetişkinlere, her durumdaki öğrenci ile karşılaşma ihtimali olan öğretmenlere önerebilirim. Bazen kitaba kendimi kaptırıp sayfaları haldır haldır çevirdiğimi hissettim. Cidden çok özel ve güzel bir kitaptı.
Karışık
KarışıkSharon M. Draper · Genç Timaş · 20193,118 okunma
Reklam
Bugün rüyamda babamı gördüm.
.... Babam iki sene önce işten çıkarıldığında gelip bana sarılmıştı. Ben de çok üzülmüş ama hiç belli etmemiştim. Hep teselli etmiştim. O benim aslan babam. Ama herhalde beni artık sevmiyor. Benimle konuşmu... 18 Haziran Cuma Sevgili günlük. Bugün karne aldık. Matematik zayıf gelmiş ama annemle babama söz verdim, seneye çok çalışıp düzelteceğim. Hatta yazın bile çalışacağım. Bu arada geçen hafta yazım yarım kaldı. Çünkü birden kapı açıldı, babam girdi. "Ne yazıyorsun sen?" dedi. Önce göstermek istemedim ama sonra dayanamayıp gösterdim. Babam yatağa oturup okudu. Okurken hep burnunu çekti. Herhalde hastaydı. Sonra işığı kapatıp bana sarıldı. Yanağıma ıslak ıslak bir şeyler değdi. "Baba, ağlıyor musun?" diye sordum. "Babalar ağlamaz oğlum." dedi. İşten ayrıldığı gün olduğu gibi sarılıp dakikalarca başımı okşadı. Hiç konuşmadık. Öyle mutlu oldum ki, karneyi falan unuttum. Oda karanlık olduğu için uyumuş kalmışım. Rüyamda hep babamı gördüm. Ha, bir de Bahadır' gördüm. Karnesi elinde sırıtıp duruyordu. Neyse, şimdi çıkıp sitede yeni bisikletimle biraz dolaşacağım.
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.