İnsanlara bağlanıp kalmayasın diye, Seni onların eziyetine mâruz bıraktı. Hiçbir şey seni O'ndan alıkoymasın diye, Her şeyden sıkılmanı istedi. [Ataullah-ı İskenderî (k.s)]
208 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hiç Kimsenin Çocuğu
Marie ,alkolik bir annenin üç kızından en küçük olanıdır.Beş yaşında evlat edinildiği ailesi tarafından sevgi görmeden büyütülür.On yedi yaşında başlayan psikolojik bunalımları ve yatırıldığı hastane dönemi oldukça uzun ve çileli geçer. Üzerinde denenen ilaçların dozu şizofreni teşhisi ile gittikçe artar.Yanlış tedaviler ve hem biyolojik hem de
Hiç Kimsenin Çocuğu
Hiç Kimsenin ÇocuğuMarie Balter · Hayykitap · 061 okunma
Reklam
Seni tevbe etmeye muvaffak kılan, baban Adem'e: «Adem, Rabbinden kelimeler aldı. Günahlarının bağışlanmasını istedi. Allah da tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah tevbeleri çokça kabul edendir. Merhamet sahibidir.» (318) diyerek ilham ettiği gibi, sana da ilham eden O'dur. Adem (a.s.), nasıl tevbe edeceğini bilmiyordu. Allah Taala O'na öğretti. Şayet Rabbin istemeseydi tevbe etmeyi sana ilham etmezdi. Şayet tevbe edip O'na dönersen, bu O'nun seni sevdiğinin delilidir.
(318) Bakara : 37Kitabı okudu
1980'lerden itibaren, sorgulanmayan bazı araştırma ağlarında da görüldü ki bilim bu bağlamda diğer insan faaliyetlerinden çok farklı değil; o da aslında toplumun inşa ettiği bir fenomenmiş, topluca örgütlenen insan emeğinin ve karar almasının bir ürünüymüş. Olgular, gökten düşmezler, bize doğrudan "verili" değillerdir, ilham yoluyla erişmeyiz onlara... Çalışma olguda vücut bulur, tıpkı Rodin'in atölyesindeki pek çok işçinin kolektif zahmetinin Düşünen Adam heykelinde vücut bulması gibi. Demek ki bir olgu toplumsal açıdan inşa edilirmiş (Restivo, 2005: xiii). Ama bu demek değil ki her tür ifade, bilimsel olgunun statüsünü temin eder; toplumsal inşa ne bilişsel solipsizm ne de ahlaki görecelik için bir reçete sunmaz. Bilimsel olgular tamamen keyfi rastlantılardır anlamına da gelmez. Bunun anlamı sadece bilimsel olguların olumsal olduğudur; bir olgunun üretildiği yollar -konu seçimi, araştırma yeri, kaynak kısıtlamaları, deneysel kanıtların birikimi, yöntemlerin şeffaflığı olgunun tesisinin ya da inşasının kısımlarıdır. Bilimsel olgular, tarihsel ve kültürel bakımdan değişen kısıtlamalar altında üretilir; böylece, bilimsel soruşturma zaten bilinen şeyle, elde olan teknolojik kapasiteyle ve maddi kaynaklarla, insanın çalışma kapasitesiyle, hayal gücüyle, iş birliğiyle ve iletişimle hem etkinleşmiş hem de kısıtlanmıştır. Bu kısıtlamalar hem bilimin içeriğini hem de o içeriği üretme sürecini şekillendirir.
O İ D İ P U S Soyum ne kadar aşağılık olursa olsun , bunu bilmek istiyorum. Kadınlar , kendilerini beğenmiş yaratıklar. Belirsiz bir soydan olduğuma üzülüyor herhalde. Kaderin çocuğu olmakla övünürüm, bundan da bir utanç duymam. Kader benim anam. Geçen yıllar beni bazen aldattı , bazen yükseltti. Nasıl doğmuşsam öyle kalacağım , kimin çocuğu olduğumu da elbette öğreneceğim !
- Ya Resûlullah! Şüphesiz İbn-i Cüd'ân yemek yedirir, misafire izzet-i ikramda bulunurdu; bütün bunların ona, kıyamet gününde bir faydası olacak mı? İmansız amelin faydası olmazdı ve Annemiz'in bu sorusuna Efendimiz (s.a.v): - Hayır, cevabını verdi. Gerekçesini de şöyle açıkladı. -Çünkü o, bunları yaparken bir defa bile, "Rabbim, ne olur din gününde benim hatalarımı temizleyip affeyle!" diyemedi!
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.