Ecir ve Sabır
A... Hanım. Dokunmayınız ağlasın. Ağlamak iyidir. İçinin zehri akar, Naciye'm öldüğü vakit ben tıkandım, bir türlü böyle ağlayamadım da sonra Hüd dağı gibi karnım şişti. O zaman bizimki Hallac Hoca'ya gösterdi. 'Gözlerinin zehri karnına akmış' dedi. A! Validedir, canı yanıyor. Şimdi onun yüreği çıra gibi parlar şöyle... A, lâkırdı mı bu? Bağır kardeş, bağır, içinin zehri boşansın; sonra kütükler gibi şişersin.
Kargo
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun. Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya bir inanç, bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen o'sun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun. Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
Reklam
kargo
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
Gülmemek için dudaklarını içeriden ısırarak döndü, karısı Cennet'in yüzüne baktı: Derinlere dikilmiş iki kara göz, iki sabır ışıl- dağı... Saçları ağarıp gitmişti. Ellerinin tırnakları kırılmıştı. Hiçbir yerinde bir gram fazla eti, fazla yağı, gerdanı göbeği yoktu. Meşe dalı gibiydi. Yanıktı. Ne kin, ne hışım; yüzü nasıl okunursa o anlamı veren silinmiş bir yazı gibiydi.
Sayfa 172 - Remzi kitapeviKitabı okudu
Zulme Karşı Direnen Peygamber (Firavun,Samiri Bel'am)
Bu cüzde Hz. Musa dönemi uzunca anlatılır. Özellikle Hz. Musa'ya düşmanlık eden üç insan üzerinden durulur: Bunlar Firavun, Samiri ve Bel'am'dır. Bu kişilerin kendilerinin sembolik anlamları vardır. Firavun; zalim bir yönetimi, Samiri; insanlara put üreten ve Allah'tan uzaklaştırmaya çalışan şeytani teknolojiyi ve Bel'am
Çocuk eğitimi geleceğe yatırımdır...
Reklam
214 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.