Öncelikle bu kitabı okumadan önce yapılması gerekenler vardır. İlk husus, Cengiz Dağcı’nın hayat hikâyesini okumak lâzımdır. Zor bir esirlik dönemi geçirmiştir. Bunu da bu eserine bütün doğallığı ile yansıtmıştır. “Türkçe bana anamın konuştuğu dil” diyerek yazı dili olarak Türkçeyi kabul eder. Dağcı, romanlarında Kırım Türklerinin yaşadığı acıları
Cengiz Dağcı'nın okuduğum ilk kitabı. Savaşın tüm korkunçluğunu ve gerçek yüzünü bize gösteren müthiş bir kitap.
Kitapta, Sadık Turan ismindeki Kırımlı bir gencin hatıralarına yer veriliyor. Bu hatıralar da ilk olarak, Stalin Rusya'sı döneminde Kırımlı Türklere yapılan zulüm anlatıldıktan sonra,', İkinci Dünya Savaşına katılan ve daha sonra
İnceleme yerine şu paragrafı bırakıyorum:
"Kocaları sürülen, yavrularının karınları düşman süngüleriyle deşilen kadınların talihi! Ak sakallarından tutup sürüklenen ihtiyarların talihi! Cephekerde, bize söven, yüzümüze tüküren düşmanlarımızın menfaatleri için, kanlarını sebil eden gençlerimizin talihi!.. Bu gece rüyama gene Şişkof girecek. Gene beni mezarlara götürüp ölen askerlerin üniformalarını gösterecek. "Sen, sen Sadık Turan, sırtında düşman üniforması Rusya'ya karşı harp ettin" diyecek! Gene soğuk terler döküp sabahı kim bilir nasıl edeceğim. Düşman üniforması... Düşmanım kim? Siz değil misiniz Şişkof! Yalanla dolanla memleketimi istilâ ettiniz. Himayenize girmekle topraklarımız, malımız, mülkümüz, dinimiz korunacak diye, sizden öncekiler söz verdiler. Teslim olduk. O millet, yurdunu her şeyden çok sevdiğinden teslim oldu. Silahlarımızı bıraktık. Ya siz?.. Memleketimize girdiğiniz günden beri o toprak kan içinde. Minarelerimizi devirdiniz. Su kemerlerimizi, çeşmelerimizi, heykellerimizi, mermer saraylarımızı atlarınıza ahır yaptınız. Müezzinlerimiz, ezan okumak üzere minarelere çıktıkları vakit, sarhoş askerleriniz, eğlenmek için, kalplerine nişan alma talimi yaptılar..."
Adı gibi geniş ve mânâlı bir şahsiyeti vardı. Yüzünde, geçmişin derin izleri okunuyordu. Yine geçmiş yıllardan kalma bir acılık seziliyordu gözlerinde…
20 Temmuz’dan bugüne kadar Terörle Mücadelede 403 şehit verdik
İşte Gün gün şehitlerimiz
20.07.2015 Adıyaman (Çatışma)
Şehit Uzm. Onbş. Müsellim Ünal(22)Kayseri/Develi
22.07.2015 Şanlıurfa/Ceylanpınar (Saldırı)
Şehit Polis Memuru Feyyaz Yumuşak(25)Kırşehir/Kaman
Şehit Polis Memuru Okan Açar(24)Niğde
23.07.2015 Diyarbakır/Yenişehir
Antolojinin hazırlıklarına ilk başladığımda bu kadar çok yazar ve eserle karşılaşacağımı düşünmemiştim. Çoğu insanın kafasındaki yanılgılardan bazıları bende de vardı. Ancak listeyi hazırlarken son ana kadar adını daha önce bilmediğim pek çok yazarla karşılaştım. İleride bu antolojiyi sözlük olarak daha gelişmiş ve detaylı bir şekilde yazmayı da
Bazı önemli olayları; belki gülünç anıları belki unutulmaması gereken hatıraları unutmamak için ya da içeriğindeki önemli bilgiler nedeniyle başucu kitabı yaptığımız eserler vardır. Fakat yaşanan acıları da unutmamak için kitaplara bu değeri vermemiz gerekiyor. Bence
Korkunç Yıllar bu kategoride bir kitaptır.
Kitap, Cengiz karakterinin Amerika'da eski
Herkese selam. Yani ne demeliyim bilmiyorum gerçekten güzel başlamıştı. Hele o puntolar ve kısa bölümler... Aman Allah'ım nasıl ağız sulandırıcı nasıl hızlı hızlı akıyordu. Sonra araya saçma bir tiyatro oyunu muhabbeti girdi yaklaşık bi 100 küsür sayfa...sonra evet son, vurucu olmuştu ama neye yarar... Ben kopmuş gitmişim hikayeden. Çok üzüldüm açıkçası. O kısım atılsa net 10 puan alacaktı benden. O kadar beğenmiştim. :( Konuya geçiyorum; New York'a İngiltere'den sürülmüş bir tiyatro öğrencisi olan Claire Wright adlı kızımız hem parasız hem de yeşil kartsız zor günler geçirdiğinden ne iş olsa yaparım modunda gezmektedir. Kendisinden sorumlu olan Marcie'nin boşanma avukatlarıyla çalışmak ister misin sorusu üzerine hem oyunculuğuna hem de maddi durumuna iyi gelecek bir işin kapıları ardına kadar açılacaktır; eşlerini aldatan kocaları oyunculuk yeteneğini kullanıp otel barlarında tongaya düşürerek boşanma davalarında delil oluşturmaktadır. Fakat bir gün Claire hayatında ilk kez bir adam tarafından savuşturulur; Patrick Folger... Adam sadık, dürüst ve çok çekici bir edebiyat profesörüdür. Claire adamın karısına bu işten vazgeçmesini, eşinin gayet düzgün bir adam olduğunu söyler ve parasını alıp yoluna bakar. Fakat ertesi gün kadının öldüğü haberini alınca şok olur. Tabii ki ilk şüpheli daima eş ya da partner olduğu için şüphelimiz Patrick'tir. Polis Claire’i şüpheliyi itirafa zorlamak için muazzam oyunculuk yeteneği ile sahneye alır. Claire ise hayatının en ölümcül oyununu oynadığından habersizdir. Herkese keyifli okumalar.
Kitaptan bir alıntıyla başlayayım ki belki kitabı ve yazarı tanımayanlar da benim gibi bu alıntıdaki soru ile kendine gelir ve yazara gereken değeri vermek adına Türk edebiyatındaki hak ettiği yeri kazanmasına bir katkımız olur.
" İşte sadık, etrafımız düşmanla sarılı olarak o sevgili Türk bayrakları altında üç ay yaşadım. Ya