Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O mukaddes Altay'lara çık haykır, «İnkilâplar kansız çiçek açmaz» de; Her yavrundan imân, azîm, kan iste, Ulusları bayrağına hep çağır. Hadi yürü! Bu âlemde her zafer Yalnız arşları nençereleri selâmlar, Hürriyetler, saadetler, sevinçler Meşakkatli alınlarda parıldar... Artık uyan, bu hayattan yüz çevir, Tarihine, ecdadına sadık kal; O cihangir Türklüğünü ele al, Yine bugün kurmak için yık, devir. Bir şâir ol, milliyeti dalgalat, Bir asker ol, silâhını tak kuşan, Bir âlim ol, hakikati parıldat! Bir işçi ol, ocağını yak, kıskan. Bil ki senin o sönmeyen Türk dehan Yeni tahtlar, yeni yurtlar kuracak; Son asrında Turan'ı yaratmak, İşte senin genç neslinden umulan! Haydi yürü! Medeniyet şeref, şan, Hür alnında millî rüya görerek! Yüz milyon Türk, eski yeni Türkistan, Bütün düya ve istikbal hep senin.
Sayfa 16 - Serdengeçti Neşriyat
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması
Vakay-i Hayriye padişaha Sadık askerlerle beraber halkın da gayretleri ile gerçekleşmiş ve 1826 yılının 15 Haziran günü 465 yıllık Yeniçeri Ocağı tarihe karışmıştır
Sayfa 78 - Yeni Şafak
Reklam
27 Mayıs ve 1961 Anayasası
27 Mayıs, amacının çok ilerisindeki oluşumlara yol açmış bir devrimdir. Değişik şartların bir araya gelmesi sonucunda 27 Mayıs sadece rejim meseleleriyle uğraşmamış, ekonomik ve sosyal yenilikler getirmiş ve bu alanda girişilecek mücadelelere elverişli bir anayasayı hazırlayıp görevini tamamlamıştır. 27 Mayıs ekibi ya da Milli Birlik Komitesi,
" Hakka sadık, halka insaflı ol... Büyüklere himmet ve saygı, küçüklere şefkât, düşmanlara yumuşaklık, dostlara vefa, nefse hâkimiyet, dervişlere cömertlik, bilginlere alçak gönüllülük göster ve cahillere sükût et... "
Sayfa 19 - Halk Kitabevi 2015 İstanbulKitabı okudu
Ruslar
Kocaları sürülen, yavrularının karınları düşman süngüleriyle deşilen kadınların talihi! Ak sakallarından tutulup sürüklenen ihtiyarların talihi! Cephelerde, bize söven, yüzümüze tüküren düşmanlarımızın menfaatleri için, kanlarını sebil eden gençlerimizin talihi!... Bu gece rüyama gene Şişkof girecek. Gene beni mezarlara götürüp ölen askerlerin üniformalarını gösterecek. "Sen, sen Sadık Turan, sırtında düşman üniforması Rusya'ya karşı harb ettin" diyecek! Gene soğuk terler döküp sabahı kim bilir nasıl edeceğim. Düşman üniforması... Düşmanım kim? Siz değil misiniz Şişkofı Yalanla dolanla memleketimi istilä ettiniz. Himayenize girmekle topraklarımız, malımız, mülkümüz, dinimiz korunacak diye, sizden öncekiler söz verdiler. Teslim olduk. O millet, yurdunu her şeyden çok sevdiğinden teslim oldu. Silah larımızı bıraktık. Ya siz?.. Memleketimize girdiğiniz günden beri o toprak kan içinde. Minarelerimizi devirdiniz. Su kemerlerimi zi, çeşmelerimizi, heykellerimizi, mermer saraylarımızı atlarınıza ahır yaptınız. Müezzinlerimiz ezan okumak üzere minarelere çıktıkları vakit, sarhoş askerleriniz, eğlenmek için, kalblerine nişan alma talimi yaptılar. Hey Şişkof, Şişkof! Düşman üniformasını giyip Rusya'ya karşı silaha sarıldınız, diyorsunuz. Düşmanımız, asıl siz değil misiniz? Ömürlerinin son günlerini duayla, namazla geçirmek isteyen ihtiyarlarımızı, seksenlik ninelerimizi, hayvan vagonlarına doldurup haftalarca pislik, sidik içinde Sibirya'ya taşıyanlar sizler değil miydiniz?
bu gece rüyama gene Şişkof girecek. gene beni mezarlara götürüp ölen askerlerin üniformalarnı gösterecek. "sen, sen Sadık Turan, sırtında düşman üniforması rusya'ya karşı harb ettin" diyecek! gene soğuk terler döküp sabahı kim bilir nasıl edeceğim. düşman üniforması.. düşmanım kim? siz değil misiniz Şişkof! yalanla dolanla
Reklam
Mesela aklıma kimi zaman rahmetli Tuğrul Beğ’in vezirliğini yapmış ve Sultan Alp Arslan zamanında da bir süre aynı makamı işgal etmiş olan Amidü’l-mülk Kündüri gelir. Nizamü’l-mülk, Kündüri’nin ince zekâsı ve gücünden endişe edip onu bertaraf etmenin çarelerine bakarken ikisi arasında yaşanmış bir hadiseyi size de anlatmak isterim. Alp Arslan
"Bu gece rüyama gene Şişkof girecek. Gene beni mezarlara götürüp ölen askerlerin üniformalarını gösterecek. 'Sen, sen Sadık Turan, sırtında düşman üniforması Rusya’ya karşı harp ettin' diyecek! Gene soğuk terler döküp sabahı kim bilir nasıl edeceğim. Düşman üniforması… Düşmanım kim? Siz değil misiniz Şişkof!"
Mahkemenin sonunda ise sadık ölüler birer osiris olacaktır osiris bir zamanlar yeryüzünde hükümdar iken öldürülmesinden sonra öte dünyanın efendisi olmuştur
Sayfa 92 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Turan -Sadık Kemal Tural kardeşimize- Ben Altay dağlarından koparak geldim Yüreğimde Türkistan'dan binbir nakış var.
Bülbül ile pervane ünlü âşıklardır. Güle âşık olan bülbül, seher vaktinde gülü karşısına alarak hazin hazin öter. Gül, nâz; bülbül, niyâz için yaratılmış gibi. Bülbül bütün bu niyazlarıyla bir destan yazmaktadır. Bu destanın içinde göz yaşı da vardır, ciğer kanı da. Her yeri elem, acı, cevr û cefâ doludur. Pervane ise tüm zamanların en sâdık âşığı kabul edilir. Mumun (şem'in) ışığına âşık olup kendini ateşin içine atar ve kül olur gider. Onun için şeyh Sadi-i Şirazî "Ey seher kuşu! Aşkı pervaneden öğren!" demiştir. Ancak Mela, bu iki ünlü âşığın aşklarının mevsimlik olduğunu, belirli zaman ve ortamlarda göründüğünü; elem ve acısı kuşatıcı, kapsamlı ve sürekli olan aşkın, sadece kendi aşkı olduğunu ifade eder: "Mevsimliktir, geçicidir bülbül ile pervanenin aşkları Küllî ve sürekli olan sadece benim aşkımdır."
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.