Aylaklık insanın en doğal hakkı, hatta doğmuş olmanın şansı. Engin Turgut'un belki de en sevdiğim dizesidir, "Hüznün mesaisi bitti, şimdi insan olma vakti." Aylaklığı bana göre en doğru, güzel, yerinde, şahane biçimde tanımlayan bir dize. Aylaklık, insan olma vaktidir.
Doktorcuğum limon ağacı nasıldır bilir misin? Şahane bir ağaçtır. Ve limon çiçekleri muhteşemdir ama gel gör ki meyvesini dilin damağıb kamaşmadan yiyemezsin. Aşk da öyledir çocuğum doktorcuğum.
Sayfa 24
Reklam
"Biliyordum, en şahane aşk ihtimalinde bile sonuç, o da eğer şanslıysam, zaten sahip olduğum kadarı olacaktı. Eğer doğru insana rastlamışsam, nihayetinde elimde en fazla, aşk filizinden dallanıp budaklanmış bir ağacın sevgiyle sarmalanmış kökü, amaçsızca uzayan sıkıntılı dalları ve sığınıp uyuklayacağım huzurlu, ama bir parça da karanlık gölgesi kalacaktı. "
Sayfa 122 - Hep KitapKitabı okudu
"Sonuç olarak en güzel ve en tatlı günler çok şahane ya da çok heyecanlı şeylerin olduğu günler değil, kopmuş bir kolyeden birbiri ardına düşen inci taneleri gibi basit mutlulukların yaşandığı günlerdir bence."
Milli Mücadele ve Mütareke koşullari altında "vatan" Müslüman Türk nüfusun yaşadığı yerler için kullanılan bir kavram olmuştur. Bu nedenle Misak-ı Milli sınırlari "milli hudut nereye kadar gidiyorsa orasıdır" mantığı ile muğlak bir tarifin içine sıkışmıştır. Bunda lngiltere ve Fransa ile kurulan güç ve denge siyasetinin de payı büyüktür. Nitekim üçünü aşama olan Lozan'da Musul meselesi askıya alınmış, l926'da lngiliz hükümeti'nin istekleri doğrultusun da çözüme kavuşturulmuştur. Lozan'ın önemi "toprak bütünlüğü" kavramının "vatan" kavramı ile buluşması ve Türkiye'nin sınırlarinın uluslararası platformda tanınmasıdır. Lozan müzakerelerinde dikkat çekici olan Musul topraklarına sahip çıkmak için vatan tanımında Müslümanlığın geri çekilip Kürtleri de içi ne alan Turani ırk birliği argümanlari geliştirilmesidir. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra giderek vatan ve köken tanımının din zemininden etnik ve ırksal zemine çekilmiştir. Bunun en iyi örneği Türklerin etnik zeminini inşa etmeye girişen bir sonraki bölümde incelenecek olan Türk Tarih Tezi'dir.
Lozan müzakerelerindeki resmi söylemden anlaşılıyor ki Türk devletini kuranların zihninde ülke haritası Osmanlı Devleti'nden kalan topraklar üzerinde "dil-din-soy ve medeniyet" dayanaklarıyla yeniden çizilmektedir. (Musul'da ilk sinyalleri ni gördüğümüz ve daha sonra l 930'lara damgasını vuran Türk Tarih Tezi yaklaşımında göreceğimiz gibi) elde kalan topraklara, Osmanlı'dan da geriye giden yeni bir Türk geçmişi yazılmaktadır. llginç olan, yakın zaman dilimleri içinde Milli Mücadele döneminde Türklükten çok Müslümanlık vurgusu öne çıkarken77 Lozan'da Müslümanlığın geriye çekilmiş olmasıdır. Musul meselesinde görüldüğü gibi ırk, tarihsel coğrafya ve Türk dili bu mekanı vatansallaştıran, geçmişten günümüze bozulmadan taşınan yapıtaşlari olarak görülmektedir.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.