Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocukluk sevgisi sınırsızdır; o özel bir sahiplenme talep eder, hepsinden azıyla memnun olmaz.
Sayfa 57 - Tutku YayıneviKitabı okudu
Sevgi arzu değildir, sevgi sahiplenme değildir, sevgi bencil, ben merkezli davranış, önce ben sonra sen demek, değildir
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Bilgi, ardında kendisinden bambaşka bir şeyin -itkilerden, dürtülerden, arzulardan, korkudan ve sahiplenme istencinden oluşan bir oyunun bulunduğu bir “icat”tır. Bilgi bu unsurların kavgaya tutuştuğu sahnede oluşur.
Sayfa 261Kitabı okudu
Karl Marx, Eckhart'ın ve Spinoza'nın yolunu izledi; onun tanrıtanımaz radikal insancıllığının ereği, insanın selametiydi, kendini gerçekleştirmesiydi ve sahiplenme ve tüketim açlığını alt etmesiydi, özgürlüğü ve bağımsızlığıydı, başkalarına dönük sevgisiydi.
Yasalar, Ahlak, Zina ....
Yasalar ile kültür ve ahlâk normları “hayvansal” içgüdülerimizi bastırmak ve sınırlamak için konur. Erkeğin seks içgüdüsünde kuvvetli bir sahiplenme niteliği mevcuttur ve bu nitelik boynuzlanmaktan sakınma ihtiyacıyla yakından ilişkilidir. Her hayvan nasıl hayatta kalmak için kendi bölgesini koruma mücadelesi veriyorsa, erkekler de, tıpkı öyle, kadınları tekelleri altına almak üzere evrimleşmiştir. Antik Babil’den günümüz Batı toplumuna dek pek çok uygarlık evlilik bağına ilişkin yasal düzenlemeler yaparken erkeği kadının sahibi konumuna yerleştirmiştir. Modern nikah töreni bile babanın kızını damada vermesi teması üzerine kuruludur. Erkekler farklı farklı kadınlarla seks yapmak, genlerini olabildiğince yaymak için programlanmıştır. Eğer bir erkek başka bir kadını (özellikle de zaten evli olan ve bundan dolayı da bakılması ve beslenmesi gerekmeyen bir kadını) daha gebe bırakma şansını yakalarsa tüm zamanların en karlı evrimsel alışverişini yapma fırsatını kaçırmayacaktır. Kadın zinasının tüm toplumlarda karşımıza çıkması, beni evrimci psikologların çizdiği cinsel bakımdan sakıngan, müşkülpesent kadın portresine kuşkuyla bakmaya itiyor. İnsanlar daima seks yapmak ister. Evlilik dışı cinsel ilişkiler konusunda çok gevşek ahlâk kurallarına sahip olan toplumlarda kadının zina yapması neredeyse erkeğin zina yapması kadar normal karşılanır.
Ölümü dışarıda bırakan tüm düşünce ve eylemler, yaşamı mülk edinme çabasına götürür insanı. Pek çok ilişki, bu olanak­sızlık, bu yalan, yani yaşamın mülk edinilebileceği düşün­cesi üzerine kurulmuştur. "Ebediyen" diye bir sözcüğün varlığı, bunun en iyi örneği. Zamanı iptal ederek ölümü durdurmak, sadece kendi yaşamlarımız konusundaki aç­gözlülüğümüzün bir belirtisi değildir, aynı zamanda, yeryü­zünde ne var ne yoksa hepsini birden sahiplenme çabasına işaret eder.
Sayfa 155 - İletişim Yayınları / 21. Baskı, 2009, 10. Yıl Özel Ciltli BaskıKitabı okudu
Reklam
Tüm aile ilişkilerimiz sahiplenme üzerine kurulu. Benim karım, benim çocuğum, benim, benim hepsi benim. Aslında hepsi “ben”im.
Sayfa 200Kitabı okudu
Sevgi gerçek bir şeydir. Üzerine titrenecek bir şeydir. Öyle duygusal bir şey sayamazsınız sevgiyi, sevgide duygusallık yoktur. Son derece ciddi ve önemli bir konudur ve sevmeyi gençken öğrenmelisiniz... çünkü yaşınız ilerleyince sevgi denen şey çok çirkin bir şey oluyor, bir tür sahiplenme, bir tür alınıp satılan bir mal oluyor sevgi...
Sayfa 61 - Yol Yayınları
Kültür dünyamızdaki kadınlar da, aynı şekilde eğitim lerinin etkisinde bulunuyorlar. Ayrıca erkeklerin davranışlarının, yansıyan etkileri altındalar. Erkeğin kadınla muhatap olurken, gücünün bütününe sahip olmaması, tabii ki kadın için de bir dezavantajdır. Aynı şey, aşık olma hadisesinin başlangıcında yer alan abartılışın, sahiplenme sonrasında yerini küçümsemeye bırakışında söz konusudur. Kadında cinsel nesne olarak aşağılanma ihtiyacı mevcut değil.
Sayfa 131Kitabı okudu
“Düşüncelerinle yakınlaş, ancak onları sahiplenme, onları izle. Sahiplenmediğinde, üzerine alınmadığında onların etkisi o kadar kısa sürecek ki, inanamayacaksın.”
116 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.