...şu anda bu yalancılık yetisiyle ilgili olarak gözümün önüne gelen ilk önemli kişi de, İngiltere'de pek çok işi yirmi yıldır hakkıyla çekip çeviren ve bununla ünlenen biri. Bu kişinin dehası, ucu bucağı varmış gibi görünmeyen bir politik yalanlar hazinesine sahip olmasına dayanıyor; yalanlar, konuştuğu her an dudaklarından kolaylıkla dökülüveriyor ve bu yalan zengininin gönlü de o denli cömert ki dört bir yana saçtığı yalanları dakikasında unutuyor ve her seferinde daha yarım saat önce söylediğiyle çelişen bir başka yalan daha bulup çıkarıveriyor. Bugüne dek tek bir önermenin dahi doğru mu, yanlış mı olduğunu dert ettiğini sanmıyorum; yalnızca, o an söz konusu ortamda bu önermeyi onaylamanın mı, yadsımanın mı uygun düşeceğine önem veriyor. Bu yüzden onun söylediklerini rüyaları yorumladığımız gibi yorumlama yoluyla anlayabileceğinizi sanırsanız, kendinizi her seferinde yanılgıya sürüklemiş oluyorsunuz: Bunun tek çaresi, duyduklarınızı yalnızca belirsiz ve anlamsız belli söz öbekleri olarak kabul etmenizdir; böylelikle her önermeyi hem sahiplendiğine, hem de reddettiğine dair yeminlerini duyduğunuzda yaşayacağınız dehşetin de önüne geçmiş olursunuz. Bu arada, bu yeminleri ederken, Tanrı'nın ya da İsa'nın adını anıyor diye sahte tanıklıklara yaslanmakla suçlanamayacağına inandığımı eklemek istiyorum, çünkü ikisine de inanmadığını kamu huzurunda da pek çok kez gösterdi.
Diğer çalınmış çocuklar
Marksizm zihinsel bozukluğun en üst düzey halidir, diye buyurmuştu, generaller generali Francisco Franco İspanyası’nın baş psikiyatrı Antonio Vallejo Nájera. Hapishanelerdeki cumhuriyetçi annelerin üzerinde araştırmalar yapmış ve onlarda suç işleme içgüdüsü bulunduğunu teyit etmişti. Marksist yozlaşma ve annenin suç güdüsü tehdidi altındaki İberik ırkın saflığını korumak için binlerce yeni doğmuş ya da çok küçük yaştaki çocuk -yani cumhuriyetçi ebeveynlerin evlatları- kaçırılıp haç ve kılıca (kilise ve ordu, ç.n.) bağlı ailelerin kucağına atıldı. Bu çocuklar büyüyüp kimler oldular? Bunca yıl sonra, şimdi kim bu çocuklar? Bilinmiyor. Franco diktatörlüğü, onların izlerini silen sahte belgeler uydurdu ve olanları unutmayı emretti: çocukları çalmakla kalmayıp belleği de çaldı.
Sayfa 59 - *Sel Yayıncılık - Şubat 15Kitabı okuyacak
Reklam
"Kibar yalanlardansa korkunç gerçekler.."
Ey evladım, şuna emin ol ki, sen öldükten sonra gözlerin artık görmeyecek, kulakların işitmeyecek; tabutunun içinde hayal gücünün bugün sana siyah renklerde sunduğu bu sahnelerin tanığı olamayacaksın artık; nasıl ki doğumundan önce, doğadan alacağın organlar çeşidi değildiysen, artık sen olmayacak olan küllerini ne yapacaklarıyla ilgilenme. Ölmek, düşünmeyi, hissetmeyi, zevk almayı, acı çekmeyi bırakmaktır: fikirlerin de seninle birlikte yok olacaktır; acıların ve zevklerin mezarda senin peşinden asla gelmez. Dolayısıyla ölümü, kaygılarını ve melankolini besleyecek şekilde, huzurlu bir gözle düşün, ölümü sakin bir gözle görmeye kendini alıştır, huzurunun düşmanlarının sana aşılamaya çalıştıkları sahte korkulara karşı kendini teskin et.
Sayfa 71
İnsanlar arasındaki engelleri kaldıralım,bütün oyunları birlikte oynayalım,birlikte seyredelim,kendimize isimler vermeyelim,yaptığımız işlerle varolalım,bunun dışında kalan bütün sahte unvanları,kurumları,insanın kendini üstün bir şey sanmasına yol açan düzenleri yok sayalım...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.