Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

erva

erva
@saintvellum
164 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Reklam
erva tekrar paylaştı.
"o halde niçin ne kadar süreceği belli olmayacak biçimde ayrıldık, niçin şimdi sen geleceğimize dair çekingen, artık yarı yarıya sönmüş bir umutla ortalıkta dolaşıyorsun ve ben neşeyle tuvalimin başında çalışacağıma niçin burada iki büklüm olmuş, masanın başında iyice eğilmiş oturuyorum ve geçmişe bakmaktan tepeden tırnağa gerilmiş, yazıyorum da yazıyorum. veya senin kuşkun niye; benim onca istediğim şeyi artık yapamayacağımı, kendimi harcanıp tükenmiş hissederek tüm gücümle ve kendimi vererek sevemeyeceğimi kabullenişim niye?"
"ümitsizliğe talim eden ve kendini kabullenen cesetleriz; kendimize rağmen hayatta kalırız ve yalnızca yararsız bir formaliteyi yerine getirmek için ölürüz: sanki hayatımız, sadece ondan kurtulabileceğimiz ânı ileri atmamıza bağlıymış gibi."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“ama kendimden kaynaklanan, yaşam eylemlerinden ve amaçlarından sürgün edilme ve nesnelerle ilişkimi koparma çabalarım, beni tam da kaçmak istediklerime doğru götürdü. yaşamı hissetmek ya da gerçek olan bir şeye dokunmak istemiyordum çünkü dünya ile temasta olan mizacımın deneyimi, yaşamı duyumsamanın bana acı verdiğini öğretti. ama ilişkiden kaçmak için kendimi yalıtırken, aşırı duyarlılığım daha da arttı. eğer nesnelerle ilişkimi tamamen kesebilseydim, duyarlılığım bir sorun olmazdı. ama bu tam yalıtıma ulaşamadım. ne kadar az şey yapsam da nefes alıyorum, ne kadar az eylem yapsam da hareket ediyorum. ve böylece kendimi yalıtıp duyarlığımı artırınca, benim için tamamen zararsız olan en ufak şeylerin bile beni büyük felaketler gibi harap ettiğini gördüm.”
“sanki gözlerimden bir perde kalkmış; bitimsiz yaşamın görüntüsü, sonsuza dek açık olan bir mezarın uçurumuna dönüşüyor önümde. "var” diyebilir misin. her şey gelip geçmiyor mu. her şey, rüzgar gibi yanımızdan esip uçmuyor mu. her şeyin varoluşuyla birlikte sahip olduğu gücü sonuna kadar tüketme fırsatını bulması ender değil midir. her şey akıntıya kapılıyor, batırılıyor ve kayalarda parçalanmıyor mu?“
Reklam
"hayli yorgun düştüm. bu yüzden de yumuşak bir koltuğa gömüleyim, biri bana tatlı bir sesle hayatın nasıl şey olduğunu anlatsın dinleyeyim istiyorum. istiyorum ki bu tatlı ses sayesinde hayatla barışayım ve ondaki her şeyi ondaki küçük olayları, büyük mucizeleri yeniden seveyim."
"o halde niçin ne kadar süreceği belli olmayacak biçimde ayrıldık, niçin şimdi sen geleceğimize dair çekingen, artık yarı yarıya sönmüş bir umutla ortalıkta dolaşıyorsun ve ben neşeyle tuvalimin başında çalışacağıma niçin burada iki büklüm olmuş, masanın başında iyice eğilmiş oturuyorum ve geçmişe bakmaktan tepeden tırnağa gerilmiş, yazıyorum da yazıyorum. veya senin kuşkun niye; benim onca istediğim şeyi artık yapamayacağımı, kendimi harcanıp tükenmiş hissederek tüm gücümle ve kendimi vererek sevemeyeceğimi kabullenişim niye?"
"Yaş olarak dört yüz yıllık gibi görünen yaşlı bir ağaç. Havanın açık olduğu günlerde sayısız dalını göğe uzatıp güneş ışığını yansıtan bu ağaç, ona bir şeyler söylüyor gibi olurdu ama yağmura gömüldüğü bugün söylenecek sözleri içinde gizleyen suskun biri gibi."
1.196 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.