Dünkü isyanından sonra geldiği için onu sert karşıladım. Sertlik dedimse yavan bir sertlik tabii. Ancak çıkarıp ona iki ruble verirken, kendimi tutamayıp biraz da kızgın: “Bunu yalnızca sizin için yapıyorum” dedim. “Mozer sizden böyle bir şeyi kabul etmezdi.” “Sizin için”i özellikle ve bilinen anlamda vurgulamıştım. Kızgındım. “Sizin için” i
"Sana anlatmam gereken şeyler var ve anlatacağım da. Bunu düzgün bir şekilde konuşmalıyız. O yüzden önce ben anlayacağım, tamam mı?" "Seni kaybetmekten daha mı kötü?" "Hayır," dedi Ada onun yüzünü tutarken. "Hayır, beni kaybetmeyeceksin. Ama hayatta olmam sorun yaşamayacağımız anlamına gelmiyor. Üzülmeni istemiyorum, İhtiyar." "Beni düşündüğün için sana kızgın kalabilir miyim?" "Bu yanlış olurdu," dedi Ada başını sallayarak. "Gülümseme. Sinirli yüzümü korumaya çalışıyorum."
Reklam
Birlikte yaptığımız her şeyde biraz böyle bir haz vardı, hâlâ var. Sonradan hatırlayacağımız ve birbirimize anlatacağımız (Doğrusu benim hatırlayacağım ve sana anlatacağım, çünkü sende gizli salaklık var biliyorsun, sen hemen unutursun!) şeyler yaşıyorduk.
Sayfa 243 - İletişim Yayınları E-Kitap 1. Sürüm Haziran 2016 İstanbul
TANYA, MİŞA, LENA VE RİNAT: ŞİMDİ NEREDELER? Gerçekten de, şu anda bizler neredeyiz? Çoğumuzun güvenebileceğimiz sürekli bir işe ve ücrete sahip olduğu SSCBde yaşamış olan, yarının getirecekleri konusunda sınırsız ve sarsılmaz bir güven duygusu içinde yaşamış olan bizler. Hasta olduğumuzda bizi tedavi edecek doktorların ve bizleri eğitecek
Bir dakika evvel elimde kalem, kâğıt yok iken seninle konuşuyor ve sana yazıyordum; elimde kâğıt kalem olmadığını söylediğim veya yazdığım halde senin karşımda olmadığını söyleyemedim. Bunu bir şair kafası veya fantezisi farz et. Sen karşımda idin. Bunu söylemek güzel bir şey değil; fakat samimi, hem galiba, bugün benim gibiler sevgililerinin
Sayfa 51 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Sana öğrendiğim iki şeyi daha anlatacağım. Birincisi, çocuğun yaşı, nasıl ve ne zaman senin olduğu önemli değildir. Bir kişiyi çocuğun olarak görmeye başladığında bir şeyler değişiyor ve daha önce ondan aldığın bütün mutluluğun, ona karşı bütün hislerinin önüne bu korku geçiyor. Biyolojik de­ğil, biyoloji ötesi bir korku; kişinin genetik kodlarını sürdürmek konusunda kararlılığından çok, evrenin tuzaklarına ve imtihanlarına meydan okuma, sana ait olanı yok etmek isteyen kuvvetlere karşı savaşma duygusu. İkincisi de şu: Çocuğun öldüğü zaman, hissedeceğini dü­şündüğün her şeyi, başkaları uzun uzadıya sayıp döktüğü için burada tekrarlamakla uğraşmayacağım şeyleri hissediyorsun evet; fakat şunu diyebilirim ki yas tutma konusunda yazılan her şey aynı ve bunun da bir sebebi var. Metne bağlı kalınıyor da ondan. Bazen bir şeyi daha az, bir şeyi daha çok hissediyorsun; bazen hislerinin sıralaması değişiyor; bazen daha uzun, bazen daha kısa sürüyor. Ama duygulanımlar hep aynı. Kimsenin dile getirmediği bir şey daha var oysa. Çocuğunu kaybettiğinde içinde küçücük fakat yok sayılamaz bir parça, rahatlama da hissediyor. Korkuyla beklediğin, çocuğun oldu­ğu günden beri hazırlandığın o an gelip çatıyor çünkü. Ah, diyorsun kendine, işte geldi. Burada. Bundan sonra da korkacak hiçbir şeyin kalmıyor.
Reklam
39 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.