Sana gelince , yok et sen kendini! Budur işte kemal! Kaldır ortadan kendini, budur vuslat! Kaybet kendini sen O'nda, canlar canının sırrına ermek budur! Bunun dışındakilerin hepside boş iddiadır! Birliğin içinde yürü, ikilikten uzak dur; sadece bir tek gözün, bir tek kiblen, bir tek yüzün olsun!...
Sana şunu söyleyeyim, merdiven çıkmaya başladığında en zor olan, ayağını birinci basamağa kadar yükseltmektir. Sonra bir süre inançla ilerlersin. Genelde yolun ortasına gelince, içinde bırakma hissi doğar. İşte bu pek çok kişinin geçemediği, ikinci sınavdır. Eğer atlatabilirsen, artık seni tutabilecek hiçbir güç kalmaz.
Reklam
Aman evladım diyorlar, «biz başkalarının yanında sana çalışkan, dürüst, namuslu ol diyoruz, ama buna fazla inanma. Dürüst, namuslu oldunmu toplumda ezilirsin, harcanırsın. Memleketi kurtarmak sana mi kaldı? Eline fırsat geçti mi, sen de ye, çal çırp, üçkağıtçılık yap! Çünkü bu düzende önemli olan, dürüst olmak değil, köşe dönmektir. Köşeyi dönmek için ne gerekiyorsa yap! Kaçakçılık, hırsızlık, üçkâğıtçılık, dolandırıcılık yaparak köşeyi dönenler el üstünde taşınıyor. Gazetelerin baş köşelerinde onlar, her yerde onlar. Sen de köşeyi dönenler gibi ol. Sırası gelince herkesten fazla dürüst, herkesten fazla memleketsever, herkesten fazla Atatürkçü görün. İşini yürüt. Gemisini kurtaran kaptan ol. Okuma, yazma, gerçeği söyleme, evetefendimci ve nemelazımcı ol. Kaçma, karışma, çalışma. Haksızlıklara, adaletsizliklere karşı çıkma. Aksi halde mimlenir, fişlenir, harcanırsın..
Sana gelince dostum, Vallahi acıyorum! Bu devirde düşünce Tarzına şaşıyorum.
Sayfa 86 - DK yayınlarıKitabı okudu
Sabret!Sabret! Her şey daha iyi olacak. Sana hak verdiğimi söylüyorum dostum. İnsanların ne yaptıklarını, nasıl çalıştıklarını, her gün aralarında gezip gördükten sonra kendimle daha barışık hale geldim. Çünkü her şeyi kendimizle, kendimizi de herkesle karşılaştıracak şekilde yaratılmışız bir kere,bundan dolayı mutluluk ve hüznümüz bağlı olduğumuz şeylerden etkileniyor kuşkusuz, bu durumda en tehlikeli şey de yalnızlık. Doğası gereği kendini aşmaya zorlanan, edebiyatın fantastik imgeleriyle beslenen hayal gücümüz, kendimizin en aşağıda bulunduğu bir dizi varlığı sıraya koyuyor, dışımızdaki her şey daha güzel, bizden başka herkes daha mükemmelmiş gibi görünüyor. Ve bu çok doğal bir akış içinde gerçekleşiyor. Bazı şeylerin bizde eksik olduğunu çok sık duyumsuyoruz, eksikliğini duyduğumuz şey de çoğunlukla bir başkasında varmış gibi geliyor bize, sahip olduklarımızın yanı sıra yüceltilen bir parça gönül huzurunu bile ona layık görüyoruz. Böylece şanslı kişinin, yani bizim hayal ürünümüz olan kişinin hiç bir eksiği kalmıyor. Oysa bütün zafiyetlerimiz ve dertlerimizle yolumuzdan sapmadan çalışmaya devam etsek, başkalarının yelkenleri ve kürekleriyle ilerlediği yolda biz dolaşıp zikzaklar çizdiğimiz halde öne geçtiğimizi sıklıkla göreceğiz - ve - elbette insan bunu ancak başkalarıyla aynı konuma gelince veya onların önüne geçince anlayabiliyoruz.
Sana şunu söyleyeyim, can, hiçbir şeye dayanamayacak duruma gelince, mutlu bir tevekkülle varlığının dar çevresinde yürüyen, günü birlik yaşayan, yaprakların düştüğünü görünce, kış geliyordan başka bir şey düşünmeyen böyle bir yaratıkla karşılaşmak, sıkıntıları hafifletiyor.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.