Bütün bu sürekli arayışlar neden bilir misin
Neden bu durup durup isyan etmeler Allaha
Bu aldanmalar, yıkılmalar, bu sonsuz çalkanış
Hep sana yaklaşmak için, biraz daha biraz daha
Seni bulmak yılgın, yıkık gecelerden sonra
Sana çıkmak merdivenlerden nefes nefes
Ne diyeyim Allah’ım,
Ben sana biraz platoniğimdir biliyorsun.
Ben bu şüpheyi sırtıma yük edindim, öyle yürüdüm,
Gocunmam da yükümden beni bilirsin.
Ama bunlar çok iştahlı Allah’ım ve görüyorsun nasıl da dünyevi!
Bunlarmış senin kulların öyle diyorlar biz de kürenin üveyi…
Öyle mi?
Oysa Allah’ım bilirsin ben en çok yeryüzünü ve başımı yatırınca toprağa, gökteki yıldızları da…
Öyle işte Allah’ım bilirsin çok güzel yapmıştın bu yeryüzünü.
Bizim köydeki gibi.
Allah’ım bunlar tokileri seviyor; betonları, hızlı trenleri.
Oysa ne acelemiz var!
Ben ki bunca agnostiğim yine de biliyorum.
Ordaysan nasılsa geleceğiz yanına geri.
Diyor ki, yasalar getirdim, gıcır gıcır, delik deşikti eskisi
Anlıyoruz ki yasalar dümdüz ediyor ciğerimizi…
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun.
Lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok
burada dursun.
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem
zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun.
İç ses, diye söylendim
Ve ah dedim sonra
Böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim.
Dallarına salıncak kurardı çocuklar,
Hızlı yaşanan bir hayatın şarkılarıydı salıncaklar.
Meyveleri tatsızdı
Eski bir lanetten dolayı
Hiç önemli değil
Sana yanlışım olmasın yeter
Seni severken
Görecek beni o çok seven
Tıpkı sana benzeyen
Bir emektir sevda
Hiç boşa gitmeyen
Gökhan ER
I 07 Mayıs 2024 I
ah ulan tanrı! sensin bu isyanın nedeni!
sen davranıp sökmeden yerinden
bak ne diyorum sen davranıp sökmeden yerinden
ben koparıp kendim fırlatıyorum sana taş yerine yeryüzünden
bu lüzumsuz kellemi!
Sana çiçekli yollar vadetmiyorum,
Vadetmek bir hayalin inşaat halidir çünkü.
Sana yalnızlıklar vadetmedim.
Sana mutlu yarınlar.
Mutsuz oluruz,
Böyle de varız, bil istedim,
Sarmaş dolaş olmadan da bütün olur iki beden,
Mesafeler sadece coğrafya kitabında önemlidir.
Sana birçok şey vadetmedim,
Ellerinden öpülesi sabahlar,
Güneşe karşı uyanıp rüyamı anlatmak ön balkonda
Gökyüzü tam beyaz
Soğuk mermer beyazı
Yağmur da yağar birazdan.
Hava koşulları yalnızca coğrafya kitaplarında değil.
Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin, çocuğun olur
Beni koyup koyup gitme ne olursun.
Hissedince sana vurulduğumu
Anladım ne kadar yorulduğumu
Sakinleştiğimi, durulduğumu
Denize dökülen bir pınar gibi
Şimdi şiir bence senin yüzündür
Şimdi benim tahtım senin dizindir
Sevgilim, saadet ikimizindir
Göklerden gelen bir yadigar gibi
Sözün şiirlerin mükemmelidir
Senden başkasını seven delidir
Yüzün çiçeklerin en güzelidir
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi...
"beni güzel hatırla!
bunlar son satırlar...
farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
uyandın ve ben bittim...
beni güzel hatırla!
çünkü; sevdim seni ben, herşeyini...
sana sırdaş oldum, dost oldum,
koynumda