Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi lütfen düşün biraz, Yaslan üzgün anılarına; Kalsam bana yakışmaz, Bensizlik yakışır sana.
Sayfa 309 - K.kediKitabı okudu
" Can !" dedi, ''Can sana ne yakışmaz ki ?'"
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşıyorum öylesine;
Sorma gülüm sorma Bir garip haldeyim işte Gitmeseydin diyorum gitmeseydin Beni böyle bırakıp da yıkıp da Sensiz kala kaldım ortalıkta Tadı tuzu yok hayatın Ortalık yangın yeri, ortalık toz duman Umutlarım, sıfırın altında Erzurum Gönlüm talan, gönlüm viran Yaşıyorum öylesine Yüreğin feryadını dile getir Yanık türkülerde ara sevdaları
Cevabın güzelliği mest etti...
"Peygamber Efendimiz (s.a.v), İmam Ali'ye (a.s) sorar: -Ya Ali! Allah'ı, seviyor musun? -Evet ya Resûlullah. -Peki, Beni seviyor musun? -Evet, ya Resûlullah. -Peki, eşini seviyor musun? -Evet, ya Resûlullah. -Peki, çocuklarını seviyor musun? -Evet, ya Resûlullah. -Peki, bunların hepsini bir kalpte nasıl topluyorsun? Hz. Ali (a.s) bu beklemediği son soru karşısında şaşırdı ve cevap veremedi. Bunu düşünmem gerek, deyip oradan ayrıldı. Hz. Ali (a.s) düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma annemiz durumu fark edip, "Nedir bu hal, ya Ali?" der ve ekler, "Eğer bu düşünceli halin, dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz, bırak gitsin. Yok, bu halin Rahmani kaygılardan dolayı ise anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım" der. Hz. Ali (a.s), Efendimizle (s.a.v) geçen diyaloğu bir bir Hz. Fatıma'ya anlatır. Hz. Fatıma durumu öğrenince tebessüm eder ve Hz. Ali'ye der ki: "Ya Ali, babama git ve de ki, kişi Allah'ı (c.c) aklıyla ve ruhuyla sever, Peygamberimizi (s.a.v) kalbiyle sever, eşini nefsiyle sever, çocuklarını ise şefkatiyle sever." Hz. Ali, aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Efendimizin yanına gelir. Hz. Fatıma annemizden öğrendiklerini, Efendimize anlatır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) cevabı alınca tebessüm eder ve der ki, "Ya Ali, bu Bana getirdiğin gül, nübüvvet ağacından koparılmıştır.."
Kendi kendime: "Başladığın işi yarıda bırakma iki gözüm, sana yakışmaz!" diyorum.
Şerefsiz desem bana yakışmaz, Şerefli desem sana; Susuyorum be adam, Anlasana!
Sayfa 413Kitabı okudu
Reklam
" Senin neyin var?" " Gördüğünüz gibi, Fyodor Naumoviç, öldüm ben.." " Ne zaman?" " Yarın akşam yemeğinden önce" " Ne tuhaf şey! Neden ölmeden geldiniz? Yarın akşam yemeğinden sonra getirirlerdi sizi." "Gördğünüz gibi Fyodor Naumoviç, kimsem yok benim, yalnızım. Beni buraya getirecek kimse olmaz. Komşular, Pafnutıç, dediler, sen önce git Fyodor Naumoviç'e, belgeni al çünkü yarın seninle uğraşacak zamanımız yok. Besbelli bir günden fazla yaşamazsın." " Hmm pekala yarın tarihli bir belge vereyim sana. " " Nasıl uygun görürseniz. Yeterli sigorta sandığına verecek bir belge olsun. İşler çok. Daha papaza gideceğim, yeni bir pantolon alacağım, bu pantolonla ölmek yakışmaz bana."
Can yayınları
Kural'74
Bir erkek evladın varsa ya da bir gün olursa; kız çocuğundan herhangi bir üstünlüğü olmadığını öğret ona. Erkekliğin bağırmak, çağırmak yerine tatlı olduğunu anlat. Bir sorunu çözebilmesi için konuşmayı öğret. "Sen erkeksin yaparsın," deme! "Sen erkeksin yakışmaz sana," de! Evladın senin en büyük eserin olacakken, en büyük kaybın olmasın.
Sayfa 54 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Üzülüyorsun, takma diyorlar. Kızıyorsun, değmez diyorlar. Boşveriyorsun; gamsız diyorlar. Susuyorsun, iki çift laf et diyorlar. Konuşuyorsun, muhatap olma diyorlar. Çekip gidiyorsun, mücadele et diyorlar. Alttan alıyorsun, tepene çıkardın diyorlar. Bağırıyorsun, sakin ol diyorlar. Aklı başında davranıyorsun, bu kadar uslu olunmaz diyorlar. Dikine gidiyorsun, yaşına başına yakışmaz diyorlar. Ölünce ne diyecekler? Muhtemelen; Ölüm sana yakışmadı. Normal tabii, dirimizi beğenmediler ki ölümüzü beğensinler.. Müşfik KENTER
" Başladığın işi yarım bırakma iki gözüm, sana yakışmaz!" diyorum..
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.