Yer Lizbon. Karakterlerimiz, Adar Cardoso ve Faustino da Silva adında, öz kardeş gibi büyüyen iki yoksul ve yakın arkadaştır. Bu iki yaramazın ve çevrelerindeki insanların hayatları son derece zorlu; sefaletin ve açlığın hüküm sürdüğü küçük bir dünyadır âdeta. Günlerden bir gün, Adar ve Faustino, yine yaramazlık peşinde olup oradan oraya koşuşturdukları sırada, başlarına şanssızlık olarak adlandırabileceğimiz bir olay gelir. İçine düştükleri bu talihsizlikten onları papaz olan Gonçalves isminde bir adam kurtarır. Başta bu durum iyi gibi görünür, ucuz atlattık derler, fakat papaz onları kilisenin mahzeninde kilitli tutacak ve bu andan itibaren büyülü bir kitap ile temas etmek zorunda kalan Adar'ın hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır...
Yazarın harika üslubu; temiz, masalsı ve etkileyici anlatımı sayesinde siz de sayfalar ilerledikçe bir kitap yiyiciye dönüşüyorsunuz sanki. Edebî iştahınız artıyor, kitaplara daha da çok acıkıyorsunuz. Düz bir şekilde değil, alt metinleri iyi anlamaya çalışarak, hatta belki biraz da içinde bolca yer alan metaforlara derinlemesine nüfuz etmeye çalışarak okumak gerekiyor.
"Biliniz ki, kitabı okuyamayınca yedim; beni öyle büyüledi ki ben kitap oldum, kitap da ben. Kendimi yazdıktan sonra kendimi yutacağım, çünkü tastamam olmak için kendi kendimi yemek zorundayım…"