Insanı ağır yaralayan her ne varsa, yaşanıp bittiği andaki acısı ile kalabilseydi, tahammül gücümüz ayakta durmamıza yedebilirdi. Öyle olmadığını öğreneli çok zaman oldu. O keskin acı, o yaralayıcı savruluş hafızamızın korunaklı odalarında ilk andaki kadar taze, ilk andaki kadar sarsıcı, ilk andaki kadar kederli var olmaya devam ediyor.
Reklam
İnsanı ağır yaralayan her ne varsa, yaşanıp bittiği andaki acısı ile kalabilseydi, tahammül gücümüz ayakta durmamıza yetebilirdi. Öyle kalmadığını öğreneli çok zaman oldu. O keskin acı, o yaralayıcı savruluş hafızamızın korunaklı odalarında ilk günkü kadar taze, ilk andaki kadar sarsıcı, ilk andaki kadar kederli var olmaya devam ediyor. .
...
Bu kaçıncı sonbahar aynı yazın ardından Kaçıncı vazgeçiş bir sevda masalından Bu kaçıncı sonbahar aynı yazın ardından Kaçıncı savruluş yalnızlık rüzgârıyla... (Tuna Kiremitçi)
Şiiri kendilerince algılayan ve şekil vermeye çalışanların çağdışı faaliyetleri ise genç zeminin başka varoluş mekanizmalarına kaymalarına yol açıyor. Bunu gelişim de addedebilirsiniz, dağınıklık da. Ben 'savruluş' diye adlandırmaktan yanayım; darbe dönemlerinde akıl danışacak adam eksikliği çekerdik: Ya öldürülmüş olurlardı onlar, ya zorunlu mültecilikte ya da işkencede. Şimdiki nesil de benzer sıkıntılar yaşıyor; danışacakları rehber isimler ya hayatın gelişimine ayak uyduramadıkları için yaşarken ölüler, ya edebi sınıf atlayarak mülteci olmuşlar ya da kendi ruhlarının işkencesi altındalar.
Eşikten Geçmek
Kavuşmak istemekten geçer. Çok isteyenler ve kendinden feragat etmesini bilenler ancak kavuşurlar istedikleri hedefe. Erken kalkanın yol alacağı gerçeği hayatın içinde dönüp dursa da kalmak ile hareket etmek arasındaki anlık savrulmalarda düşüncenin eyleme dönüşmesindeki tercih anı hayatın en acı kesitidir. Anlık bir savruluş bazen yüzyıllık bir yalnızlık gibi çöker insanın üstüne. Hareket etmek için ilk şart ayağa kalkmak ve eşikten atlamaktır.
Sayfa 26 - Mustafa UçurumKitabı okudu
Reklam
125 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.