Ömrünün büyük bir bölümünü saf temiz duygular içinde geçirmek için uğraş veren bir bilgenin hayatı anlatılıyor. Ancak bu temiz duygular içinde yaşamak o kadar da kolay değilmiş.
Her şartta laf söyleyen insanlar var ve var olmaya devam edecekler...
Kitabı okurken Nasreddin Hoca'nın şu olayı aklıma geldi:
Nasreddin Hoca ile oğlu kasabaya gidecek. Hoca eşeğe biniyor, oğlu da yürüyor. Yolda bir adama rastlıyorlar, adam “Utanmıyor musun, Hoca,” diyor, “kendin eşeğe binmişsin, küçücük çocuğu yürütüyorsun.” Hoca, “Doğru yahu” diyor ve kendisi eşekten inerek oğlunu eşeğe bindiriyor.
Bir süre sonra yine bir adama rastlıyorlar, o adam da oğlanı azarlıyor, “Yaşlı başlı baban yürürken sen eşeğe binmeye utanmıyor musun?” diye.
Bu kez ikisi birlikte eşeğe biniyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar. Adam, “Sizde hiç insaf yok mu yahu, ikinizi birden zavallı hayvancık nasıl taşısın?” diyor.
Bunun üzerine ikisi de eşekten iniyor ve yürümeye başlıyorlar ve yine bir adama rastlıyorlar, adam, “Sizde hiç akıl yok mu, eşeğe binsenize,” deyince, Hoca oğluna, “Gel,” diyor, “tut şu eşeği”. İkisi birlikte eşeği sırtlarına alıp kasabanın yolunu tutuyorlar.