Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eyy... bizleri Ezân'la Huzuruna çağıran, Namazla bizleri kabul eden, Secde ile kendisine yaklaştıran Allah'ım Kendinden başkasına bizleri muhtaç eyleme. Allahümme Âmin.🤲 Selam ve Dua
Dünyanın güçlülere ait olmasında şaşacak bir şey yoktu. Köleler , kendi köleliklerine saplantıyla bağlıydı. İş , önünde secde edip tapındıkları altın putuydu onların.
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
Pollyanna'ya Son Mektup
Pollyanna. Secde eden alnımı, Şarap içen dudağımla öpmek istedim. Dizlerimde ve dirseklerimde nasır tutan arayışımı. Beyaz bir merhemle ovmak istedim. Beyaz bir günahtır aramak kimi zaman Pollyanna...
Dünyanın güçlülere ait olmasında şaşılacak bir şey yoktu. Köleler, kendi köleliklerine saplantıyla bağlıydı. İş, önünde secde edip tapındıkları altın putuydu onların.
Sayfa 394Kitabı okudu
“Dünyanın güçlülere ait olmasında şaşacak bir şey yoktu. Köleler, kendi köleliklerine saplantıyla bağlıydı. İş, önünde secde edip tapındıkları altın putıydu onların.”
Sayfa 394 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Modern Klasikler Dizisi-38Kitabı okudu
"Doğru yola rehberlik eden Hz. Muhammed’e ve Hak dinde ona uyanlara övgüler olsun. Şia ’nın kendi imam ve imanlarından başka imamları ve ilk üç halifenin halifeliğini inkâr ettikleri, saygıdeğer adlarla yaşayan Ebubekir, Ömer ve Osman ’a açıkça küfrettikleri, Sünni memleketlerinden birçok yere hâkim olup zulmettikleri bilinmektedir. Bunlar şeriatı tahkir ediyor ve ona uyanlara sövüyorlar. Yüce Tanrı’nın yasakladığı günahlara helal gözle bakıp Kur'an’ı ve diğer semavi kitapları hakir görüyor ve yakıyorlar. Hatta kendi mel’un reislerini tanrı yerine koyup secde ediyor, Allah’ın yüce kitabındaki emirlerini koyup reislerinin helal dediğini helal, haram dediğini haram sayıyorlar. İsmail şarabı helal kılsa, şarap helal oluyor. Küfürlerin her çeşidini onlarda görmek mümkündür. Bize gelen sürekli haberler, onların küfürleriyle birlikte dinden döndüklerini de kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde göstermektedir. Bu yüzden onların ülkeleri darulharptir. Erkeklerinin ve kadınlarının nikâhları geçersizdir. Kestikleri hayvan murdar olur, yenilmez. Her kim bir mecburiyet bulunmaksızın onlara mahsus olan kırmızı serpuşu başına takarsa bu dahi açıkça inkâr ve küfür belirtisidir. “İmdi, bunlar hakkında hüküm vermeye gelince; bunlar dinden dönmüşlerdir, ona göre muamele yapılır. Mağlup edilmiş olsalar bile bulundukları yerler darulharp sayılır, her an tetikte durulur. Malları, kadınları ve çocukları Müslümanlara helal olur. Erkeklerine gelince; onlar Müslüman olmadıkça öldürülmeleri gerekir. ”
Reklam
Onların görüşüne göre, Martin'in durumunda en doğru hareket bir işe girmekti. İlk sözleri de son sözleri de buydu. Fikir dağarcıkları bundan ibaretti. İşe gir! İşe git! Ablası konuşurken zavallı, aptal köleler diye düşünüyordu. Dünyanın güçlülere ait olmasında şaşacak bir şey yoktu. Köleler kendi köleliklerine saplantılarıyla bağlıydı. İş, önünde secde edip tapındıkları altın putuydu onların.
Sayfa 394Kitabı okudu
Bir neticeye varmak gerekirse Ådem bütün insanların ilk biyolojik babası değil insan neslinin ilk peygamberidir. Adem kıssası, aslında bütün insanların her birinin kıssasıdır. İlahi sahnede beşerîn ilk veçhesini temsil eden Adem, topraktan gelen bir varlığın diğer varlıklara üstünlüğünü temsil etmiştir. O, bir yandan melekleri kendine secde ettirecek kadar yüce bir vasfa sahipken, diğer yandan şeytanın oyununa gelebilecek kadar da zayıf bir varlıktır. Kısaca bu kıssa meziyet ve zaaflarıyla her birimizi yani beşeriyeti anlatmaktadır.
Sayfa 174 - İSTANBUL YAYINEVİKitabı okudu
136 syf.
9/10 puan verdi
Hakikat Ve Suretler Muhyiddin Arabi’de Hayal İlmi Yalkın Tuncay Türü: tasavvuf kitabı Sayfa sayısı: 131 “"Dünya geçilmesi gereken köprü; tabir edilmesi gereken rüyadır.” İçerisinde kırk iki bölümden oluşmasak Şeyh Muhyiddin Arabi’nin gözünden: ilahi ve beşeri hayal, arifin kalbindeki ilahi, secde eden gölgeler, insanın iki vechi, ve
Hakikat ve Suretler
Hakikat ve SuretlerYalkın Tuncay · Ahir Zaman · 020 okunma
Mescid-i Nebevî, ilk başta maddi bakımdan kerpiçten yapılmış üzeri hurma dallarıyla kapatılmış bir yapı idi. Tabanında herhangi bir sergi yoktu. Yağmur yağdığı zaman kumlar ıslanır, kumlar üzerine secde eden Sahabe-i kiramın alınlarına kumlar yapışırdı. Maddi imar bakımından böyle olmasına karşın, manevi bakımdan gelmiş geçmiş en mamur mescid olmuştur. Çünkü imamı Resûl-i Ekrem, müezzini Bilâl-i Habeşî, cemaati ise Sahabe-i kiramdı. Ehl-i Suffe orada kalırdı. İslam'ın nurunu cihana ulaştıran nesil burada yetişmişti.
Sayfa 109Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.