e l i f
@seckinbirokur
• | AÜ-İLAHİYAT
• | MTO
instagram.com/seckinbirokur
Lisans
55 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kişinin tövbe ettiği dört şeyle gözükür.
1. Dilini fuzuli sözlerden alıkoyar.
2. Kalbinde kimseye karşı haset ve kin beslemez.
3. Kötü arkadaşları bırakır.
4. Günahlarından pişmanlık duyarak taatle ölüme hazırlanır.
Allah Resülü (sav), Allah’ın adıyla başlamayan her işin hayırsız, bereketsiz ve sonuçsuz olduğunu söyler. Mademki “Bismillahirrahmanirrahim” şeklinde telaffuz ettiğimiz besmele müminin her işe başlarken söyleyeceği parolası konumundadır öyleyse bu sözün anlamı üzerinde her şeyden çok durmak gerekir. Zira bu söz, belki de hayatımızda en çok söylediğimiz ve söylememiz gereken sözdür. “Söylediğimiz sözler: manasını, maksadını, mahiyetini bilmediğimizde sıradan ve kuru ifadelere, sloganlara, anlamsız tekrarlara dönüşür.”
Hayat Teselli Bulmaktır birbirimize hoşça bakabileceğimiz bir dünyanın, insanın insanda dirileceği bir hayat anlayışının mümkün olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Birbirimize hoşça bakabileceğimiz bir dünyanın, insanın insanda dirileceği bir hayat anlayışının, egonun, ben merkezci olmayan bir hayatla gerçekleşebileceğini öyle güzel anlatmış ki... Ben, ben, ben hep kendi mutluluğumuzun peşinden koşarak değil, biz olarak ancak gerçek mutluluğa ulaşabiliriz. Mutsuz olmanında hayatın bir parçası olduğunu unutmadan kıymetini bildiğimiz bir hayata bakış açısı için tavsiye ederim. Çok farklı, iç ısıtan, insanın yüreğini ısıtan bir dili var. Farklı konulardan yazılmış bölümler yüreğinize dokunacak.
Okur Takip Önerileri
Hayat, kopya çekmenin serbest olduğu bir imtihandır. Tek yapmamız gereken kimin yanına oturacağımızı iyi seçmek. “Peygamberi taklit edenlerle apaçık bir kitap ve Peygamber göndermesine rağmen, hakikat apaçık ortadayken taklit edeceği kişiyi yanlış seçenin durumu elbette bir olmaz.”
“Hayatta yol almak istiyorsan yükünü azaltacaksın.”
Kur’an’ı hakkıyla okumak, okuyuşa dilin, aklın ve kalbin ortak olmasıdır. Dilin okuyuştaki nasibi, harfleri tertil üzere doğru şekilde okumak; aklın nasibi, anlamları yorumlamak; kalbin nasibi ise, söylenenlerden nasihat almak, etkilenmek ve boyun eğmektir. Dolayısıyla dil tertil üzere okur,akıl tercüme eder ve kalp ibret alır.” İmam Gazali
Ramazan oruç adeta irade terbiyesini sağlayan bir aylık kura gibidir. Ama orucu sadece mideye değil, bütün azaya bedene, akla fikre, göze kulağa, dile, ele de tutturmak esas şarttır.
Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki; “Bilal habeşlilerin öncüsüdür.”
Bilal b. Rebâh el-Habeşi zenci bir köleydi. İman etti, Hz. Peygamber’in ahlakı ile ahlaklandı. İslamın ilk müezzini oldu, işkencelere maruz kaldı. Samimiyeti ve sebatıyla Hz. Peygamberin’in en yakınında yer aldı. Müezzinlerin efendisi olma şerefini kazandı. Zenci bir köle iken İslam ile birlikte yüksek bir mertebeye ulaştı. Nerede bir ezan sesi duyulsa onun adı anıldı. Peygamber müezzini büyük sahabi Hz. Ömer döneminde hicri 20 miladı 641 yılında Şam’da vefat etti. Bilâl-i Habeşî tarihte iz bırakan kahramanlardandı.
Kur'an, kurtuluş yolunun iman ile salih amel birlikteliğinde saklı olduğunu vurgular.
Kur’an iki şeydir. Hem Allah’tan geldiğine dair bir kanıt, bir mucizedir hem de rehberdir.“
Demirin paslandığı gibi, kalpler de paslanır.”
Denildi ki: “Ey Allah’ın Resûlü! O hâlde kalplerin cilası nedir?
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur’an’ı okumak ve ölümü hatırlamaktır.”
İnsan oruç sayesinde hayvani duygularını azaltır, ruhunu arındırır. Oruç sayesinde toplumun sosyal ve ahlaki hayatından başka bir fazilet ve aydınlık doğar.
Oruç tutan kimse, imsaktan iftara kadar bir takım şeylerden mahrum olur. Bu mahrum oluş yiyecek ve içecek bulamayan herhangi bir kişinin içine düştüğü acizliğin benzeri değildir. Bu, irade ile benimsenmiş yüksek bir hedefe yönelik bir mahrumiyettir, nefisle kapışmadır.
Kalbi canlandıracak ve Kalpteki imanı artıracak en büyük araç ve metot, Kuran'dır. Ramazan ile Kur'an arasında da güçlü bir ilişki vardır. Çünkü Ramazan, Yüce Allah'ın Üstün kıldığı ve en büyük mucizenin kendisinde inmesi için lütufta bulunduğu aydır. Bu nedenle Kur'an'dan faydalanabilecek en büyük ve en önemli zaman, Ramazan ayıdır. Hatta Ramazan ayı özel Kur'an mevsimidir.
Müslüman olmak çoğu zaman kendini bir yabancı gibi hissetmek ya da bir yabancı gibi davranılmak anlamına geliyordu. Ama sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "İslam garip başladı ve tekrar garipleşecektir. Ne mutlu gariplere!" buyurarak bize bunun gerçekleşeceğini söylemedi mi?
Kur'an'da bilmek ve düşünmek arasında büyük bir fark vardır. Biri birşey biliyor olabilir ama onun hakkında düşünmüyordur. Kur'an "Neden bilmiyorsunuz?" demez "Neden düşünmüyorsunuz? Neden akletmiyorsunuz?" der.
Eğer zihin bilgi ile yeterince dolmuşsa, boşluk kalptedir. Çünkü insanın içinde ancak vahiy bilgisiyle doldurulabilecek bir boşluk var. Bu boşluk başka hiçbir şeyle doldurulamaz.
Kur'an hem hidayet hem de mucizedir. Hidayet ve mucize ilk olarak Kur'an'da bir araya gelmiştir ve bu daima hatırda tutulması gereken çok önemli bir noktadır. Eğer hidayete sahipseniz etrafınızdaki her şeyin nimettir. Hidayetiniz yoksa dünyadaki her şeye sahip olsanız da bu felakettir.
Sünnet dediğimiz o muhteşem miras, kesinlikle bizim yapabileceğimiz ölçüdedir. Efendimiz (sav) bize örnek olarak gösterildiyse yapmamız gereken o örnekliği hayatımızın bir şekilde bir yerine taşımak onunla hayat arasındaki o bağı kurmaktır.
Düşünün ki bir gömleği alıp çiçeğe giydiriyorsunuz, bir çiçeği alıp kavanoza kapatıyorsunuz, bir kavanozu alıp toprağa ekiyorsunuz. Ne saçma kullanım şekilleri değil mi ?Aynen öyle şuan ki toplumda da erkeği; bir gömleği çiçeğe giydirmeye çalışır gibi bozuyorlar, kadını; o çiçeği kavanoza kapatır gibi metalaştırıyorlar, aileyi; o.kavanozu toprağa eker gibi ekip sonra da huzurlu bir toplum istiyorlar.
Unutmayalım ki; eş ayna gibidir. Evlilik çoğu zaman bir yansımadır. Siz aynaya gülümserseniz oda size gülümser, siz ona yumruk atarsanız oda size yumruk atar. Asıl mesele evliliği korumak değil, muhabbet dolu bir yuvayı korumak olmalıdır. Çünkü muhabbetsiz bir yuva, şekersiz helva gibidir. Yuvamızı saadet yuvası olarak korumak olmalı asıl amacımız.
