Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu şehr-i İstanbul ki bi' misl ü bahâdır Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır . Nedim
7/10 puan verdi
"Bu şehr-i stanbul ki bi misli bahadır Bir sengine yek pare acem mülkü fedadır . " Güzel divan edebiyatı örneklerinin bölüm başlarında okuyucuya sunulması kitabı belki de en güzelleştiren etken. Bir kitap ki yıllar ama yıllar, yüzyıllar boyunca bir oraya bir buraya gidiyor. Bir yanda tapınak şövalyeleri, bir yanda Osmanlı tarihinin derinlerde kalmış ayrıntıları. Okurken gerçekten o çağda yaşadığınızı hissediyorsunuz. Hatta sonlara doğru Osmanlı'nın gerileme devrine vardığımızda hüzünlendiğimi hatırlıyorum. Kitabın konusu ise aşk ... Bu güzel detayların arasında ana tema aşk. Mutlaka okunması, bir süre sonra tekrar okunması hatta aşktan nasibini almak istediğin zamanlarda tekrar okunması gereken güzel bir kitap.
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 200420,2bin okunma
Reklam
“SENİ SEVEN NEYLESÜN” VE BEYNUN AKYAVAŞ M. NİHAT MALKOÇ Nice sözde meşhurlar vardır ki, ne yazık ki bulunduğu yerin hakkını vermeden o noktaya gelmişlerdir. Niceleri de vardır ki haksız yere nisyan bulutlarına gömülmüşlerdir. Fakat her şeye ilaç olan zaman, bunları elemesini, adaleti tecelli ettirmesini bilmiştir. Zamanın nisyan bulutlarında
“ŞEHİRLERİN SULTANI SEYYAHLARIN AYNASINDA İSTANBUL” M.NİHAT MALKOÇ İstanbul, dünyanın en çok konuştuğu ve gıptayla seyrettiği bir dünya kentidir. Bu şehir filmlere, şarkılara, türkülere, romanlara, hikâyelere ve masallara konu olmuştur. Bugüne kadar İstanbul için neler söylenmedi, neler yazılmadı ki… Bundan sonra gelen nesiller de
159 syf.
10/10 puan verdi
İstanbul, adındaki gibi manayı bulmaya çalıştıkça içine gömüldüğüm şehir.. İstanbul, bir semti için bile ömür verilecek şehr-i şahane.. Seni anlatmaya kalemler, kelamlar, kitaplar yetmez... 40 hoş insanın hikayeleriyle oluşmuş, İSTANBUL'a hayranlığını yazılarına gizleyen, okurken yaşadığım semtlerinde tekrar gezinmeme vesile olan güzel bir kitap..
Kırk Hikaye Bir Efsane İstanbul
Kırk Hikaye Bir Efsane İstanbulKolektif · 40'lar Kulübü Yayınevi · 20157 okunma
İstanbul
ŞEHR-İ İSTANBUL bana kalk gidelim deme bu şehirden ben sevgimi yüreğine kazımışım bu şehrin ayrılık bana komaz han duymasam martı çığlığını ezan sesini hani görmesem kız kulesi'ni çırpınan denizini belki terk etmek kolay olurdu bu şehri bana kalk gidelim deme bu şehirden kolay mıdır yardan ayrılmak bu şehir minarelerini dikmiş yüreğime kolay mı sanırsın yıkmak gel vazgeç koparma gülü dalından koma beni yurtsuzlar yurduna bana kalk gidelim deme bu şehirden bir yaz daha göreyim ölmeden bir çay daha içeyim büyükada'da ilkbaharında aşık olayım sonbaharında yalnız kalayım bir şiir daha yazayım n'olur bana kalk gidelim deme bu şehirden bırak da kara toprağının bile tadına varayım
Sayfa 87 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İstanbul
Cümlenin nasibi bol, nasibi kıt Kulak Sultanahmet, ağız Beyazıt Laleli, Aksaray, temkinli, yavaş Köprü, Mahmutpaşa, tükenmez telaş Altmışında bakir, on birinde dul Düşünme şair; ''Bu şehr-i Stanbul...''
Sayfa 184 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Piknik yaptıkları yerin yakınlarında mezarlık olması canlarını sıksa da yapacak bir şey yokmuş. Ezelden beridir şehr-i İstanbul'un manzarası en güzel ve en yeşil yerlerinde ölüler ikamet edermiş.
Fatih bir an düşündükten sonra sorar: "Peki bu şehr-i İstanbul gün olur bizimde elimizden çıkar mı? " Cevap düşündürücüdür: "Vakta ki içinizde fesat arta, insanınız kendi menfaatine ram ol emvali (malını) yabancılara satanlar çoğala ve yabancıdan medet umanlar ziyade ola, şehir sizden dahi çıka." Fatih oracıkta diz çöküp ellerini açar : "Ya Rab! Dilerim böyleleri kahrına ve gazabına uğrasın!
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Çetin Altan'ın 1969 yılında Akşam gazetesinde yayınlamak üzere yazdığı bu yazılara Ara Güler fotoğraflarıyla eşlik etmiş; ya da belki Ara Güler'in fotoğraflarına, Çetin Altan yazı yazmış da diyebiliriz. Gezi kitaplarına her zaman ilgi duydum. Bilmiyorum belki yeterince gezemediğimden, ya da benim gezdiğim yerlerde başkalarının da gezdiklerini ve
Al İşte İstanbul
Al İşte İstanbulAra Güler · Yapı Kredi Yayınları · 200316 okunma
Reklam
Sonra, nice sonra, “Bütün bunlar trafik yüzünden oldu” diyecekti. Koca şehir devasa bir inşaat sahasına dönüvermiş­ti.İstanbul kontrolsüz büyümüştü ve genişlemeye devam ediyordu - bu canım şehr-i şehir, sindirebileceğinden fazlası­nı mideye indirdiğini fark etmeden, hâlâ etrafta yiyecek arayan şişkin bir Japon balığını andırıyordu.Peri, o meşum ak­şama dönüp baktığında, şayet trafik öyle umutsuzca kördüğüm olmasa, hafızasının uzun zamandır uykuda olan kısımlarını uyandıran olaylar zincirinin asla ortaya çıkmayacağı­na kanaat getirecekti. Kırk dakikadan fazladır, yan koltukta oturan kızıyla beraber, trafikte milim milim ilerliyorlardı. Ötede bir yerlerde kamyon devrilmiş,iki şeritli yol bire inmişti.Her markadan araç arasında sıkışmış vaziyette bekliyorlardı.Trafik, kötü ellere düşmüş sihirli bir değnek gibiydi; dakikaları saatlere, insanları vahşilere, akıl kırıntılarını düpedüz çılgınlığa dö­nüştüren. İstanbul’un umurunda değildi elbette. Zamandan,keşmekeşten ve çılgından bol bir şey yoktu onda nasılsa.Belli bir eşikten sonra pek bir şey fark etmiyordu zaten -ha bir saat az olmuş, ha bir saat fazla; ha bir karmaşa az, ha bir deli fazla.
"İyi Yönetici"ye Sahip Olmanın Yolu
"Fatih bir an düşündükten sonra sorar: "Peki bu şehr-i İstanbul gün olur bizim de elimizden çıkar mı?" Cevap düşündürücüdür: "Ola ki içinizde fesat arta, insanımız kendi menfaatine ram ola, emvalini (malını) yabancılara satanlar çoğala ve yabancıdan medet umanlar ziyade ola, şehir sizden dahi çıka." Fatih oracıkta diz çöküp ellerini açar: "Yâr Râb! Dilerim böyleleri kahrına ve gazabına uğrasın!""
Sayfa 96
Bu şehr-i Sitanbul ki bi-misl ü behâdır Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedadır. Nedim
723 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.