Ey gece… Ey gecenin yalnızlığını okşayan rüzgâr. Sevmenin dili susmaktır. Cümleleri lâl etmektir. Hali anlayan sen… gönülden bilen sen… Ben gurbetin kimsesiz çocuğuyum. Yetim ve öksüz düştüm. Gecenin şarkısını şimdi pencereme vuran rüzgârdan, sahili öpen dalgalardan dinlerim. Hece hece, suret suret, kelime kelime silindim senin sokaklarında ey şehr-i yâr aziz İstanbul. Gökyüzünün derin maviliğinde sessizce sonsuz bir nazarla süzülen yıldızları, görür müsün şimdi gözbebeklerimdeki yokluğunun raksını?
Vedasız mektuplar yazarından
Geceler vardır, uykuyla geçer, sarhoş kusmuklarıyla lekelenir.
Geceler vardır, ihtiraslar çağıldar, yuvalar yıkılar.
Geceler vardır, dirilişe gebedir, fecr olur.
Şehr-i İstanbul fetholunur.
Bir çağ kapanır, bir çağ açılır.
Bunlar iki dünya görüşünün çarpıcı misalleridir.
Vaktiyle Bizans imparatorunun daveti üzerine İstanbul'a gelen haçlı ordusunun ilk işlerinden birinin, korumaya geldikleri şehr-i İstanbul'u tahrip olduğunu, hatta Ayasofya'nın tepesinden altın haçı (yahut çanı) söküp çaldıklarını biliyoruz. Buna mukabil, Fatih Sultan Mehmed'in, İstanbul fethinden sonraki günlerde, hatıra olarak saklamak maksadıyla Ayasofya'nın çinilerinden küçük bir kırıntı koparmaya çalışan yeniçeriyi kırbaçlattırdığını ve "Biz tahribe değil, tamire geldik!" diye haykırdığını biliyoruz.
Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl-ü behâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedâdır
~Nedim
Bu paha biçilmez İstanbul şehri ki, dünyada bir benzeri daha yoktur. Oranın bir tek taşına, İran diyarı (veya bütün ecnebi ülkeler) baştan başa feda olsunlar.
Geceler vardır; Uykuyla geçer.Sarhoş kusmuklarıyla lekelenir.
Geceler vardır; ihtiraslar çağıldar.Yuvalar yıkılır.
Geceler vardır; dirilişe gebedir.Fecr olur.
Şehr-i İstanbul feth olunur.
Bir çağ kapanır. Bir çağ açılır…🇹🇷
Geceler vardır, uykuyla geçer, sarhoş kusmuklarıyla lekelenir.
Geceler vardır, ihtiraslar çağıldar, yuvalar yıkılır.
Geceler vardır, dirilişe gebedir, fecr olur.
Şehr-i İstanbul fetholunur.
Bir çağ kapanır, bir çağ açılır.
Geceler vardır, uykuyla geçer, sarhoş kusmuklarıyla lekelenir.
Geceler vardır, ihtiraslar çağıldar, yuvalar yıkılır.
Geceler vardır, dirilişe gebedir, fecr olur.
Şehr-i İstanbul fetholunur.
Bir çağ kapanır, bir çağ açılır.
Şehr-i İstanbul
Bu şehr-i İstanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır.
Bugün bu şîrî siz yazssanız istanbul'un nereyi yazmak isterdiniz ?
Nedim
Fecr olur
Şehr-i İstanbul feth olur.
Bir çağ kapanır
Bir çağ açılır...
Bu şehr-i Sitanbul ki bî-misl ü behâdır
Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedâdır
Nedim
Bu paha biçilmez İstanbul şehri ki dünyada bir benzeri daha yoktur. Oranın bir tek taşına, İran diyarı (veya bütün ecnebî ülkeler) baştan başa feda olsunlar.
Sayfa 67 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
İstanbul'un o ruhani ve cümbüşlü ramazanlarında mahyalar on beşine kadar yazı on beşinden sonra da resim olmak üzere kurulurdu. Meselâ: "Merhaba ya şehr-i Ramazan, Bismillah, Maşallah, Yâ Kerim, Yâ Muîn gibi kutlu yazılar, son geceleri de Elfirâk, Elveda" yazılırdı.
Yapılan resimler şunlardı: Gül, inci çiçeği, lâle, boru çiçeği, kayık, vapur, köşk, Kız Kulesi ve benzeri şeyler.
Sayfa 47Kitabı okudu
