Son yirmi yıldır kişisel gelişim adı altında insanlara, acıdan koşarak kaçma öğretildi... Üstelik bunu dünya çapında geniş bir algıyla yönettiler. Acı çekmek, mutsuz olmak, kendini kötü hissetmek yasaklandı adeta. Kendini kötü mü hissediyorsun, hemen aynaya koş ve "Ben değerliyim" de. Canın mı sıkkın, ayrılık acısı mı çekiyorsun, içinden ağlamak mı geliyor hemen mantraları tekrarlamaya başla, "Ben iyiyim, ben çok iyiyim, acımadı ki, acımadı ki, acımadı ki" diye sayıkla durmadan. Mantralar ezberle, yogalardan yoga beğen, tütsüler yak, aynada kendinle konuş, melek kartı seç, yıldızına selam çak, ne yaparsan yap yeter ki acı çekme, kendini kötü hissetme, canın sıkılmasın. Neden? Çünkü mutluluk artık ticari bir meta... Bir pazar ürünü... O kadar para ödediğin halde kendini mutsuz hissediyorsan sistemin geçerliliği çöker. Oysa insan acı da çeker. İnsanın kendini mutsuz hissettiği anlar da vardır. İnsan hayal kırıklıkları yaşar, ayrılık acısı çeker, depresyona girer, canı sıkılır, ağlar, kederlenir, zorlanır... Ama sonra bunlar zaten gecer. Gecmeyen ne var ki?
Sayfa 155 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Nikos Kazancakis [18 Şubat 1883-1957]
...ölüm bazen hayatımızın içine, baş döndüren bir koku gibi akar; hele de ıssız bir yerde olup, ay ışığı ve derin bir sessizlik varken, insanın vücudu yeni yıkanmış, hafifçecikken ve ruhun karşısına aşırı engeller çıkmazken, yani uykuda. İşte o vakit, bir an için hayatla ölüm arasındaki yarım duvar saydamlaşır, insan onun arkasında,
Reklam
Kudüs
Ağladım tükendi gözyaşım ağladım Ağladım mumlar bitti ağladım namaz kıldım Bitirdi beni vardığım rükular Sende Muhammed'i Yesuğ'u aradım Ey Kudüs ey peygamberler kokusu Ey yerin göklere en yakın avlusu Ey Kudüs ey yolların ışığı Ey parmaklarını yakan güzel çocuk Ey Peygamber'in geçtiği gölgeli ova Hüzünlü
Sayfa 48 - Anka YayınlarıKitabı okuyor
Terör'e vermiş olduğum destekten bahsedicem ve geçmişe götürücem yine sizleri bu Pazar yazımda.. Büyük destek vermiştim Terör'e, hatta o dönemler de Terör'ü büyüttüğümde söylenebilir.. Lise 2'de sınıfta kalıp, iki yıl ara verdikten sonra tekrar Bafra İmam-Hatip'in kalabalık koridorlarına, üçer kişi oturulan, 40-50 kişilik sınıflarına yeniden
Ben köyün öğretmeniyim. Burada bir mermer yatağı olan Aleksi Zorba'nın, geçen pazar günü, saat altıda öldüğü yolundaki acı haberi size bildirmek için yazıyorum. Can çekişirken bana şöyle bağırmıştı: "Gel buraya öğretmen," demişti. "Yunanistan'da filanca dostum var, öldüğüm zaman ona öldüğümü ve son ânıma kadar aklımın tamamıyla başımda olup kendisini hatırladığımı yaz. Ne yapmışsam pişman olmadığımı da... Sağ olmasını dilediğimi ve artık akıllanması zamanının geldiğini de söyle ona. Eğer, herhangi bir papaz, günahımı çıkarmaya ve beni kutsamaya gelirse, ona defolup gitmesini ve lanetinin üzerimde olmasını istediğimi söyle! Hayatımda yaptım, yaptım, yaptım ve yine de az yaptım. Benim gibi adamların bin yıl yaşaması gerekirdi. Hayırlı geceler!" Son sözleri bunlardı; birden yastığından doğruldu, çarşafları attı, ayağa kalkmak istedi. Karısı Liuba, ben ve eline sağlam birkaç komşu, onu tutmak üzere koştuk; ama o bizi geriye itti, karyoladan indi, pencereye gitti. Orada pervaza tutundu, uzaklara, dağlara doğru baktı, gözlerini alabildiğince açtı, gülmeye, sonra at gibi kişnemeye başladı. Ölüm onu böyle dimdik, ayakta, tırnakları pencereye geçmiş halde buldu: Kansi Liuba size selam ettiğini ve merhumun kendisine sık sık efendiliğinizden söz ettiğini, santurunu öldüğü zaman, kendisini hatırlamanız için size teslim etmemizi vasiyet ettiğini yazmamı da tembihliyor. Onun için dul kadın, uygun düşer de köye uğrarsanız, evine buyurup orada kalmanızı ve hayırlısıyla gideceğiniz ertesi sabah da santuru almanızı rica ediyor.
Sayfa 348Kitabı okudu
Ökten: Mahir İz Hoca'nın Selam makalesi vardır. Aman Ya Rabbi o kadar güzel ki, herkesin okuması lazım, özellikle de çağımızdaki insanların. Herkese üslubuna, usulüne göre selam veriliyor. "Selam bir emanettir, selamı ziyan etmeyin," buyuruyor Hoca. İnsan da bir emanettir dolayısıyla emaneti ehline tevdi edeceğiz. "Pazarcı esnafına 'Pazar ola', eğer biri balık tutuyorsa 'Rast gelsin” diyeceksiniz. Selamda iki tane mühim mesaj vardır, birinci mesaj şudur: Müslüman, diğer bir Müslümana selam verdiği zaman, 'Benden yana sana bir zarar gelmez’ demek ister [başkalarından da sana zarar gelmesin]. İkinci mesaj ise şudur: Müslüman gayrimüslime selam verdiği zaman. 'Ben senin için hayır niyazda, hayır dilekte bulunuyorum, senin için nötr değilim,’ demek ister; çünkü o da aynı Allah'ın kuludur. Seni yaratan Hâlık tektir. O'ndan gayrısı yok. Gün olur o gayrimüslim de bir kelime-i şahadet getirir, senin önüne geçiverir." diyordu Hoca. Hiç büyütme diyordu kendini. İşte bunlarla büyüyen bir çocuk böyle oluyor.Saçı sakalı ağrıyor; ama hâlâ bunları söylüyor. Ne desin?
Reklam
117 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.