Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
350'li yıllarda Juan-Juan'lardan ayrılarak, Maveraünnehir ve Semerkand havalisinde devlet kuran Akhun'lar başta bu bölge olmak üzere, İran ve Afganistan'da, hatta Anadolu'ya uzanan önemli tarihi akınlarda bulundular. Gök-Türk devleti kurulduğu sırada, onların güney-batı komşusu oluyorlardı. Gök-Türk devleti batıya yayılırken, ilk önce onlara çarptı. Gök-Türk-Sasani ortak hareketi neticesinde 557 yılında yıkıldılar.
Reklam
Arap müellif İbn Arabşah , Timur'un semerkand şehri civarında birçok yerleşim yeri inşa ettirerek bunlara Kahire , Şam ,Bağdad , Sultaniye , Şiraz adlarını verdiği yazmaktadır. Bilindiği gibi Kahire , Şam, Bağdad bölgenin en kudretli devletlerinin payitahtları idi. Ancak timur' a göre bu şehirler, Semerkand'a nazaran birer küçük kasabadan başka bir şey değildi. Timur'un bu yaklaşımı, siyasi bir oyundu .
Timur 'un Semerkand şehrine ne kadar önem verdiği malumudur. Timur , semerkand şehrinin payitaht olması itibarıyla büyümesinin siyasi ehemmiyeti olduğunu pekâla anlıyordu. Timur' un önem verdiği ilk husus, şehirde zanaatçılığın gelişmesini sağlamaktı. Fakat Semerkand şehrinde üretimi hızlı bir şekilde arttırmak yalnızca sun'i önlemlerle mümkün olabilirdi. Radikal çözümlerden biri de işgücünün fethedilen yerlerden Semerkand 'a nakli idi.
" 16. yüzyılın başından itibaren Özbek hanlarının Osmanlılarla ilişki kurduğunu görüyoruz. Hatta Seydi Ali Reis, Hindistan dönüşünde Semerkand'a uğramış ve burada Osmanlı’nın göndermiş olduğu yeniçerilerin bölgede ne kadar başarılı faaliyet gösterdiğini hatıralarında yazmıştır. "
Sayfa 282Kitabı okudu
Oğuz Kağan, ordusunu düzenleyip sefere çıkmıştı. Talas'tan geçip Semerkand ve Buhara'ya geldi. Bir süre burada kaldıktan sonra tekrar yola çıktı. Önde gök tüylü ve gök yeleli büyük erkek kurt, Amu nehrini geçip Horasan'a ulaştı. Oğuz Kağan'ın bu seferi düzenlediği zamanlarda İran yurdunda iyi bir padişah yoktu. Keyümers ölmüştü. Huşenk'i henüz padişah yapmıyorlardı. İşte o zamanki vakitte Arapların "Tavayif-i mülûk" dedikleri yönetim yürürlükte idi. Anlamı, "her bir ilde ayrı bir töre" demektir. Yani her il kendi kendini yönetmekte, herkes kendi işini kendi görmekte idi. Türkler buna "Ev başına kara han" derler. Manası şudur: "Her evde kara kişi bir han olmuş, her evde kara bir han" demektir. İşte İran'da o çağda durum böyle idi.
Sayfa 104 - Oğuz Kağan'ın İran, Şam ve Mısır Ülkeleri Üzerine Sefer Düzenlemesi İran SeferiKitabı okuyor
Reklam
Gökyüzüne kadar saraylar diksen de sonunda gireceğin yer toprağın altı değil mi?
Ey oğul! Elinden geldiğince nefsinin isteğini reddet, sakın onun tuzağına düşme. Nefsinin isteklerini ayağının altına al, kötü huylu nefsin ağzının payını ver
Karahitaylar bütün Mâverâünnehir'i istila ettiler. Bu mağlubiyet Selçuklu Devleti ve İslam dünyası için ağır darbe oldu. Sultan Sencer Ceyhun nehri ötesinde kalan arazisini kaybetti. Türkistan ilk defa putperest bir kavmin hakimiyeti altına girdi.Selçuklu ordusu ile yine 100.000 kişilik Karahitay kuvvetleri Semerkand civarındaki Katvan sahrasında karşılaştılar (1141). Sultan Sencer hayatının ilk yenilgisini burada aldı, ordusu tamamıyla dağıldı, eşi Terken Hatun esir düştü.
Sayfa 120Kitabı okudu
Semerkand, Hisar ve Kunduz'dan (179) kalabalık bir kütle Kâbil vilâyetine gelmiş bulunuyordu. Onun için: "Kâbil küçük bir yerdir; kalemden ziyade kılıçla idare edilir. Bütün halka da tahsisat yetiştirmek imkânsızdır. Bu halkın ailelerine bir mikdar yiyecek te'min edilerek, asker akına çıkmalıdır" - fikri muvafık görüldü ve buna karar verip, Kâbil ve Gazne vilâyet ve civarına, otuz bin eşek yükü kadar zahîre, vergi kesildi. Kâbil'in gelirini ve hâsılâtını bilmeden, bu kadar çok vergi kesildiği için, vilâyet çok ağır bir vaziyete düştü. Bu zamanlarda baburî yazısını icad ettim.
Reklam
“Müftüler sana fetva vermiş olsa dahi sen yine de kalbine danış."
" 'Bizi din geri bıraktı.' İslam'a saldırmak moda! Maksat; dün dinsizlik, laikçilik hesabına yapamadıklarını bugün İslam'ı sorgulayarak yapmak. Sorgulayanlar kimler, din cahilleri! Ne kadar mı din cahili bunlar: secdeye gitmiş cemaatin fotoğrafını gazeteye basıp altına 'cenaze namazı' yazacak kadar, 'bu yıl hac kurban bayramına rastladığı için aşırı kalabalık oldu' diye ahkâm kesecek kadar. Bilmemeleri ayıp değil, öğrenmeden hüküm vermelerini ayıp sayıyoruz. Üstelik bunlar sıradan insan değil, millete istikamet haritası çizmek iddiasıyla kalem oynatan meşhur yazar ve gazeteciler. Bazen 'Müslümanlar hiç şehir kurmadı' diye tuttururlar. İsfahan'ı, Semerkand'ı, Buhara'yı kim kurdu? Müslümanlar şehirler kurdular, enkaz halindeki fethettikleri şehirleri imar ettiler. Bunlar ortada iken Müslümanlar hiçbir şehir kurmadı demek ilim değil şeddeli cehalettir. Libri: 'Tarihten Müslümanları silecek olsanız, ilmi rönesansımız asırlarca geriye gider.'"
Abbasi Hükümdarı Harun Reşid:
"Yeryüzünde gerçekten müstesna olan sadece dört yer vardır. Rey, Şam, ve Semerkand."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.