Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şems-i Tebriz-i Hazretleri
"Eğer bir kimse bana ahiretim ile ilgili bir defa iyilik edip dünya ile ilgili binlerce kötülük etse, ben onun bir defa yaptığı iyiliğe nazar ederim. Çünkü iyi ahlâk bunu icap ettirir."
Sayfa 20
Şems-i Tebriz'inin de dediği gibi; "Mum gibi erimiyorsa insan,yanıyorum dememeli. Yanmaktan korkuyorsa kişi aşk kapısından girmemeli. Ya kor yürekli olmalı insan ya da kor barındıracak yürekli."
Arwen Yayınevi
Reklam
Amin...
"Ya Rabbi! Şems-i Tebriz-i hazretlerinin hürmetine bu uykuda ölü gibi yatan kullarını uyandır!"
Sayfa 30
Şems-i Tebriz-i hazretleri her nerede bir cenaze görse: "Ah..! Bu cenazenin yerinde ben olsaydım. Onun yerine beni defnetselerdi ..." derdi. Bunu işitenler: "Niçin böyle söylüyorsunuz..?" dediklerinde onlara: "Aşık olanlar maşuklarına bir an önce kavuşmak isterler. Maksatlarına en kısa zamanda ulaşmaları makbul değil midir..?" diye cevap verdi.
Sayfa 29
Şems-i Tebriz-i hazretleri: “ Eğer bir kimse bana ahiretim ile ilgili bir defa iyilik edip, dünya ile ilgili binlerce kötülük etse, ben onun bir defa yaptığı iyiliğe nazar ederim. Çünkü iyi ahlâk bunu icap ettirir. ” buyururdu.
Şems-i Tebriz bunu bilir Ehad kalmaz fenâ bulur Bu âlem küllü mahvolur Hemen bâki kalır Allah Salâtullah selâmullah Aleyke yâ Resulallah
Reklam
Önsöz ve Giriş Yerine:
DER-BEYÂN-I SEBEB-İ TE'LİF Dil-zinde-i feyz-i Şems-i Tebrîz Ney-pâre-i hâme-i şeker-rîz Bu resme koyup beyân-ı aşkı Söyler bana dâstân-ı aşkı - HA 240-241 Şeyh Gâlib'den okuduğum ilk şiir, Nihad Sami Banarlı'nın liseler için yazdığı edebiyat ders kitaplarından birine Hüsn-ü Aşktan aldığı küçük parçadır. Benî Muhabbet kabilesinin tasvir edildiği bu bölüm nedense zihnimde pek iz bırakmamıştı. Onunla asıl mânâsında "1000 Temel Eser” dizisinin 61. kitabi olarak 1971 yılında çıkan Şeyh Gâlib Divanı'ndan Seçmeler'de tanıştım. Abdülbaki Gölpınarlı tarafından hazırlanan bu kitap, hem Divan'dan çok iyi seçilmiş parçaları, hem de Hüsn-ü Aşk'ın genişçe bir özetini ihtiva ediyordu. Bu kitap aylarca elimden düşmedi. O günden sonra hep bir şeyler yazmak ümidiyle Şeyh Gâlib hakkında ne varsa toplamışımdır.
Sayfa 1 - Kapı Yayınları, 6. Baskı,Kitabı okudu
Kara Kitap
James Joyce'nin Ulysess'de, Stephan'ın Dublin kentinde ordan oraya dolaşmasıyla Odysseus'un denizlerde dolaşması arasında kurduğu koşutluk gibi Orhan Pamuk da Galip'in İstanbul sokaklarında dolaşmasıyla Aşk'ın yolculuğu (ve ayrıca Mevlana'nın Şam sokaklarında Şems-i Tebriz-i'yi araması) arasında koşutluk kurar.
Sayfa 96 - İletisim YayınlarıKitabı okudu
Adı: Muhammed Babası: Ali Memleketi: Tebriz. Sadece bu kadar. Başka hiçbir şey yok. Ne olur öyle kalsın! Çünkü başkasına gerek yok. Bu ne kadar içli bir kelâmdır böyle. Ve ki, Şems'e ne kadar iyi yakışmaktadır. Tebrizli'yi tanıtan levhada Şems adı geçmiyor. Ve o türbede Mevlâna da yok. Mevlâna olmadığı için mi Tebrizli kendi isminden eksiliyor? Şems, o karanlık Tebrizli. Şimdi Mevlâna. Kubbe-i Hadrasının altında. Babası, oğlu, çelebisi ve kâtibi, Selâhaddin'i ve Hüsameddin'i ile üzerine titreyen zarif kalabalığının arasında. Dokunmaya kıyılamayacak denli soylu bir gül; nazlıdır, nazında. Vakurdur, vakarında. Şehirlidir, İnceliklidir; nezahatinde, zarafetinde. Ve daha fazlasında, zamana uzanırken. Şems, uzakta. Karanlığında. Bir köşede. Tenhalığında. Yalnız yatıyor. Yalnızlık aşkın vekâletidir. Ölüm aşkın kefaretidir. Her aşk bir baş götürür. Bu kez baş veren Şems olmuştur. Başının götürüldüğü yerde. Sessiz. Ve kimsesiz. Ve hâlâ muamma. Adı: Muhammed Babası: Ali Memleketi: Tebriz. Şems ona kimin verdiği addır?
Tebriz'in övüncü Tanrı ve din Şems'i daha önceden, aşk demiştir, senin yüzünden yüzünü ekşitiyor, bu sirkeliği art­tırmak doğru değil.
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.