Onlardan mısın sen de? Gözlerini kaçırarak konuşanlardan? Hani o kırıldığını söyleyemeyenlerden? Memnun oldum. Ben de Sana bir şey diyeyim mi? Bizi daha çok üzerler...
Şimdi beni dinle..." "Dinliyorum babacığım." "Evvela erkeklere inanma... Bir kimseyi suda boğulurken görürsen hemen oradan uzaklaş. Bir sokak köşesinde hırsızların ve cânilerin bir adama saldırdıklarını görürsen hemen başka yola sap... Bir adam sana, ben senin dostunum, derse ona senden nasıl bir fenalık istediğini sor... Sana bir adam, iyilik yapmak isterse hemen zırhlı gömleğini giyin... Eğer seni biri imdada çağırırsa kulaklarını tıka... İşte sana öğütlerim... Bunları unutmayacağına yemin ediyor musun?.." "Ediyorum..." "Kadınlara gelince, onlara da hiç inanma! En güzel görünen, en iyi görünen kadınlar bile yalancı ve hilekârdırlar. Boynuna dolanacak olan kollar, en zayıf anında seni boğmaya kalkışacaktır. Bunu katiyen unutmaman lazımdır... Onun için sen de hiçbir kadına gönlünü kaptırma... Onlardan daima uzak yaşa... Bunu vaat ediyor musun?" "Vaat ediyorum!" "Ondan sonra kendi nefsine de katiyen güvenme! Merhamet, sevgi nedir bilme... Bütün bu zayıf hisler hakikaten insanlar için birer tuzaktır. İleride bu yüzden senin de başın belaya girer. Ufak bir azim... Birkaç sene sonra sen de diğer insanlar gibi merhametsiz, zalim ve hodbin olabilirsin. O zaman hayatının sonuna kadar rahat edersin. Sözlerimi tutacak mısın?" "Tutacağım baba..."
Reklam
Geri gel, o mecliste senin kadrini, değerini kimsecikler bilmez; taş yüreklilerle oturma, çünkü bu madenin incisisin sen. A candan da kurtulan, gönülden de; a iki âlemden de elini yıkayan, a dünya tuzağından sıçrayıp kaçan, uçup giden, geri gel, çünkü alıcı doğanlardansın sen. Su da sensin, ırmak da sen; öyleyken gene de su arayıp duruyorsun. Hem arslansın sen, hem ceylan, hem de onlardan daha da güzelsin sen. Senden cana dek nice yol var; fakat sen mi daha güzelsin, daha eşsizsin, yoksa can mı? Canla mı birleştin, yoksa sevgilinin ışığı mısın sen? Geceleri ışıtan ay ışığısın, dudakta balsın, şekersin. Yarabbi, yarabbi, kimsin sen? Hasılı baştan başa lâtifsin, tazesin, görülmemiş bir şeysin sen. Senden her an ululuk, güzellik, nur, yücelik; bizden de gönül vermek, can vermek, baş vermek; bu çeşit alışveriş daha hoş, daha güzel; ne güzel şeyler vermedesin, ne hoş şeyler almadasın. Aşkından canımızı kurtarmaya imkân yok, şekerler gibi eriyip gitmek gelir elimizden ancak; senin elinle sunulan zehir bile bizce kaynağından sunulan abıhayattır
Sayfa 558Kitabı okudu
Öyleyse...
Gökyüzünde kara kara bulutlar toplanıyordu. Yakında bir fırtına kopacağa benziyordu. Yanında küçük kardeşini de getirmiş olan bir kız: "Eve gitsem iyi olur" dedi. "Gökgürlemesinden, şimşekten korkarım ben." Gözlüklü bir oğlan, "Ya evde? Evde olsan onlardan korkmaz mısın?” diye sordu. "Yine korkarım" dedi kız. "Öyleyse burda kalabilirsin" diye konuştu çocuk.
Sen de onlardan mısın?
Bazıları kalın zırhlarla gezmeyi sever. Aşıksa umursamaz, korkaksa cesur, merhametliyse acımasızmış gibi görünmek ister. Sadece başkalarını değil, kendini de kandırmaya, dünyadan ve duygularından böyle korunmaya çalışır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Nihat ona merhametle baktı: "Sen hiç fena bir çocuk değilsin!.." dedi. "Senden istifade edebilirdi. Hayatını bu salakça gidişten ayırman ve ona daha manalı bir istikamet vermen, daha büyük hedeflerin peşinde koşman mümkündü... Fakat sen istemiyorsun... Sana acıyorum... Sen böyle postane köşelerinde üç buçuk kuruşa memurluk yaparak
Sayfa 102 - Can yayınları mini boyKitabı okudu
Reklam
470 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.