Savrulup duruyorsun.
Önemsiz, istenmeyen.
Belki kapı arkalarında beklenmeyen.
Önemli odalara alınmayan,
Önemli paraların sahibi olmayan,
önemli makamların da şahsında
kalan, güzel yerlere sokulmayan,
kıyıda köşede bekletilen önemsiz
biri diye görüyorsun kendini.
Korkulu sınavlardan geçiyorsun,
sırada bekletiliyorsun, şefkâtsiz
görüyorsun dünyayı,
Seni çoğu kez yalnız bıraktım....Hayatının tüm anlamı bana hizmet etmekten ve isteklerimi yerine getirmekten ibaretmiş gibi bir tavır takındım .
Bunun ancak şimdi farkına vardım....
Sen iyi bir insansın....
Senden özür diliyorum....
Kimse bilmiyor ama sen kendin biliyorsun. Ve sen, kendin için dünyadaki en önemli insansın. Öyle olmalısın! Aksi halde yaşadığın hayat senin hayatın olmaz, -mış gibi bir hayat sürersin.
"Bana bir yalan söyle, ama bu yalan senin olsun, senin uydurduğun bir şey olsun, alnından öpeyim! Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir. Birincisinde sen bir insansın, ikincisinde ise bir papağan!"
Sen iyisin, dürüst bir insansın. Duygulusun, ama bir kumru gibi başını kanadının altına sokuyor ve öylece kalıyorsun. Bütün hayatını tavan arasında ötmekle geçirebilirsin.