Dedim ki; Rabbim çok yalnızım...
Buyurdu: Ben ki sana çok yakınım (Bakara/156)
Dedim ki; Rabbim çok zorluk çekiyorum...
Buyurdu: Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır (İnşirah/5)
Bir defasında hocama dedim ki: “Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şey kalmadı.”
Bana bir meyva uzattı ve dedi ki: “Bunu ağzında çiğneyip ye.”
Yedikten sonra sordu:
”Şimdi sen büyüdün mü?
” Hayır,” dedim.
Dedi ki: “Büyümedin ama o hurma vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu…”
Anladım ki, okuduğum kitap da öyle dağılıyor:
Bir kısmı kelime dağarcığını zenginleştiriyor. Bir kısmı bilgi ve irfanını artırıyor, bir kısmı ahlakını güzelleştiriyor, bir kısmı yazı ve konuşmada üslubuna incelik katıyor, bir kısmı hayata farklı bakmanı sağlıyor, bir kısmı içindeki sevgi-merhameti arttırıyor, bir kısmı özgüvenini arttrıyor, düşünmeni, sorgulamanı tetikliyor, olaylar karşısında nasıl davranman gerektiğini öğretiyor… her ne kadar sen bunların farkında olmasan da.
Kitap okumak bir şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar! O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkansızdır.
İhyâu Ulûmi’d-Din’in üçüncü bölümü olan Helak Edici Şeyler’in üçüncü konusu İki Şehveti Dizginlemek’tir. İmam-ı Gazali bu eserinde; açlığın fazileti, faydaları, mide şehvetine dizginleme, açlığın hükmü ve insanların ahvaline göre onun fazileti, şehvetin terkinde riyazetin önemi ve evlenme hususunda yapılması gerekenler gibi önemli konular hakkında
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni, anlatabilmek seni,
Namussuza, haldan bilmez,
Kahpe yalana.
Ard arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
HAYIR İVANOVİÇ, LÜTFEN DURUN!!
NEREYE GÖTÜRÜYORSUNUZ, GOLYADKİN’İ, DURUN LÜTFEN!!
Durmazlar efendim, durmazlar! Akıllarına ne gelirse onu yapar bu insanlar. Yalvarmak yakarmak boşuna.
Hadi buyurun dönemin korku gerilim tadında, İnsancıklar’dan sonra ‘’Hıh, o da bir şey mi daha iyisini yazarım, hatta bakın yazdım’’ deyip, gözlerini çevresine