Yarım kalan hiç bir yolculuk yok bu yaşamda
Bir birine karıştırılan hiçbir boyut yok
15 yaş nedir ki yılların sözde çizilen anlamında
Ya bir duygu selidir aralıksız ya da
Bir inanç fırtınasıdır yüreğin
Dirence açılan gençlik boylarında
Bir devrin sembolü diyorlar şimdi adına
Toprağa ölüm düştükten sonra hiroşima'da
Tüm bitkilerden önce
Bugün bana büyük geldi
Ciddi olmayı denedim önce
Becerebilirmişim gibi sanki iki dakika
Olmadı tabii ki
Ciddi olmayı her denediğimde
Yukardan bana bakıp gülüyorlar gibi gelir
Yine öyle geldi
Gülmeyin diye bağırdım yıldızlara sonunda
Bugün büyük sana diye cevap verdiler
Sonra sevimli olmaya çalıştım
Sinirli insanlar ülkesinde
Etrafta salak salak
Ey dostlar! Bu hikâyeyi dinleyiniz. Hakikatte o bizim bu günkü halimizdir.
Bundan evvelki bir zamanda bir padişah vardı. O hem dünya, hem din saltanatına sahipti. Padişah bir gün, hususi adamları ile av için hayvana binmiş giderken, ana yol üzerinde bir cariye gördü.. o cariyenin kölesi oldu. Can kuşu kafeste çırpınmaya başladı. Mal verdi ve o
Merhume Ayşe GÖNEN Hanımefendinin yazdığı bu hikâye ÇINAR dergisinin 1998 yılında ... sayısında yayınlanmıştır. Yılbaşını en güzel anlatan ve mutlaka okunması gereken bir hikâye olduğunu düşünüyorum.
Not: Bu hikâye yaşanmış gerçek bir hayat hikâyesidir.
YILBAŞI ÇAVUŞU
(MERHUME)AYŞE
Sağlığında dedemle çok sohbet ederdik. Son derece beyefendi bir insandı. Ölünceye dek ağzından tek kötü kelime duyan olmamıştı. Öyle ki; fırına ekmek almaya giderken bile tıraş olup kravatını takar, titizliği ile anneanneme adeta fenalıklar getirirdi. Dün onunla rüyamda konuştum!..
Önce biraz Atatürk’ten söz ettik..O’nu İzmir’e geldiğinde bir
KARACAOĞLAN’IN DÜNYAYA GELİP DE BAŞINA HAL GELDİĞİ YER
Bir memlekette iki kardeş vardı. Bu iki kardeşin hiç evladı yoktu. Halleri müsait idi. Bir gün o iki kardeş birbirine dediler ki:
— Bizim evladımız yok. Cenabı Allah’a yalvarsak da bize evlat verme’ m’ola? dediler. “Yarabbi, bize birer evlat ver,” dediler. “Zenginlik verme evlat ver. Sonra
Ali Karahasanoğlu
Ateist Şengör ispatladı: İhsan Hoca haklı!
İhsan Şenocak hoca anlattığında, hedef tahtasına koyup, linç etmeye çalıştılar..
Kısmen de başarılı oldular.
Diyanet İşleri Başkanlığı, İhsan hocayı yalnız bıraktı.
Hatta sapkınların dolduruşu ile, İhsan Hoca’nın görevine nokta koydurdu..
İslami camia, İhsan Hoca’yı
Mutlaka okuyun ❗okutun❗dostlar 👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻
Merhume Ayşe GÖNEN Hanımefendi’nin yazdığı aşağıdaki hikâye ÇINAR dergisinde 1998 yılında yayınlanmıştır. Yılbaşını en güzel anlatan ve mutlaka okunması gereken bir hikâye olduğunu düşünüyorum.
Not: Bu hikâye yaşanmış gerçek bir hayat hikâyesidir.
YILBAŞI ÇAVUŞU
Çocukluğumun geçtiği küçük
Çocukluğumun geçtiği küçük ilçemizde genel olarak mutlu bir yaşantımız vardı. Öyle ya; ülkemiz bir cihan savaşı geçirmişti, savaşta başarılı olmuş, düşmanları yurdumuzdan dışarı atmış, bağımsızlığımızı korumuştuk.
Cihan Savaşından çıkalı hemen hemen 10-15 yıl geçmişti. Savaş bizleri yoksul ama gururlu bırakmıştı. Belki inanılmaz ama babası veya
Hepimiz 21 yaşına gelince kendi İstanbul'umuzu fethetme gayesiyle büyüdük. 19 yaşına geldiğimiz de herkes bize "Fatih'in İstanbul 'u fethettiği yaştasın, nelerle uğraşıyorsun,," gibi laflar etti. Bize izlettikleri onca çizgi filme rağmen hiç birimiz ergenlikten sonra Heman, Süperman, spider Man, batman olmayı hayal etmedik. Hepimiz Fatih
Turan Dursun'un “Din Bu” Adlı Kitabına Cevaplar
Turan Dursun bir düşünürdür. İlk önce bunu belirtmem gerek. Fakat bir insanın düşünür olması onu hatasız ya da kusursuz yapmaz. Dindarlar nasıl kendi kutsalını savunduğu için bazı bilginleri yücelttilerse ateistler de kendi değerlerini savunduğu için Turan Dursun vb. insanları yüceltmiştir. Sanki