"LEYLİM" bir insan sevdiğine en güzel nasıl seslenebilir? Hem onun adından uzaklaşmadan hem de kendi kalbini katarak nasıl çağırabilir ki? Bir Ahmed Arif'in Leylim'i olmak nasıl bir duygu? Peki ya, Leylim'in Arif'i olamamak? Böyle diyordu Leyla Erbil'e, Leyla'sına Leylim, Sevgili Canım, Canım Leylâm, Ömrüm diye başladı mektuplarında
Seni o kadar özlüyorum ki, tarifi olamaz. Yanımda olsan “açsam yüzün baksam dursam". Dostluğuna, sevgine, şefkatine, teselline o kadar muhtacım ki sevgilim. Beni senden başkası avutamaz, teselli edemez. Ne yapayım söyle bana. Ne edip, nerelere gideyim. Derdimi kimlere dökeyim. Ah sevgilim ah... Bir gün içinde belli aralıklarla ölümün
“Okumak özgürleşme yolunda atılan ilk adımdır; düşünürsün, sorgularsın ve harekete geçersin.. O senin sevdan olur, aklın olur, davan olur; fedaisi olduğun hakikat yolunda bir ömür yol arkadaşın olur…”
Kalbime kazıldı adın
Bir an olsun silinmedi.
Yeryüzünde hiçbir kadın
Senin kadar sevilmedi.
Ne Ahmed Arif'in Leyla'sı,
Ne Kafka'nın Milena'sı,
Ne de Nazım'ın Vera'sı,
Senin kadar sevilmedi.
Vurdun beni sevdan ile
Dolaştırdın dilden dile
Zühre, Aslı, Şirin bile
Senin kadar sevilmedi.
02.10.2021
Ey Güneş!
Benim sana dargınlığım var,
Senin yüzünden soldu
daha yaşamadan kaç bahar..
Sen, Gece'min katilisin,
Sessiz ve usulca gider sen gelince.
Ne diye parlarsın gök yüzünde,
Isıtmayacaksan buz gibi kalpleri...