Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sercan Erol

Sercan Erol
@sercanerol
Makine Operatörü
Lisans
İzmir / Karşıyaka
İzmir, 23 Eylül
314 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
724 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Böyle bir kitap nasıl incelenebilir ? Nasıl değelendirilp, nasıl sınıflandırılabilir bilemiyorum. Eğer ki belirli kıstasları varsa bile bu eser üzerine birşeyler söylemek bana düşer mi ? Bunun da cevabını bilmiyorum. Umarım sınırlarımı aşmadan bir kaç cümle sarfedebilirim. Kitabı ikinci okuyuşum, bu defa üzerine basa basa okuyarak (sesli bir
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
Reklam
119 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Uzun zamandır okuma listemde olan Yabancı'yı okuma fırsatını buldum ve aynı gün içerisinde bitirdim. Kendi fikir ve hisleri ile toplumsal yargılar ,beklentiler arasında sıkışıp kalan karakterimiz Meursault, bir çok bakımdan kendimle özdeşleştirebileceğim bir yapıya sahip. Bu bakımdan kitabı okurken, Meursault'a bakışım çokta 'yabancı' değildi. Kurgusal anlamda baktığımızda ise beni çok tatmin ettiğini söyleyemeyeceğim. Anlatılan ve üzerinde durulan topluma yabancılaşma olgusu, mesajı iyi bir şekilde iletse de kurgu konusunda kişisel olarak tatmin olmadığımı belirtmeden geçemiyorum. (Aynı dönem içerisinde Tutunamayanlar'ı ikinci defa okuyor oluşumdan dolayı Yabancı biraz sığ kaldı sanırım diye düşünüyorum kendi kendime) Okunmasını tavsiye edebileceğim bir eser. ( ki zaten dünya çapında yer edinmiş bir eser, ben tavsiye etmesem ne olur :) )
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,8bin okunma
164 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sıla'nın yazdığı şarkı sözlerini ve bunları şarkılarda yorumlamasını beğenmeyen pek insana rastlamadım, ben de onlardan birisi olarak kitabı gördüğüm zaman hemen alıp, beğendiğim bu sanatçının kitabında sevenlerine neler aktardığını görmek istedim. Bu kitap hakkında kısaca fikirlerimi belirtmek istiyorum. "Anlatsam Geçer Mi?" için, beni yer yer derinden yakalayan, yer yer ise anlamlandıramadığım cümlelerin bir araya gelip, bunların sentezinden oluşmuş bir şiir kitabı diyebilirim. Duygusal yaklaşımlarımızın farkı olmasından olsa gerek diye düşünüyorum, bazı şiirleri hissedemedim. Genel itibari ile okuduğuma memnun olduğum bir eser. İleride Sıla'dan yeni şiir kitapları da gelecektir diye düşünüyorum.
Anlatsam Geçer mi?
Anlatsam Geçer mi?Sıla Gençoğlu · Doğan Kitap · 2017834 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kurgusu kasvetli ve yer yer iç sızlatan romanın eleştirebileceğim en önemli ve belki de tek noktası tesadüfler. Özellikle son bölümlere doğru hızlanan tesadüfler silsilesi, okumanın da akışına kapıldığınızda zihninizin kitabın etkisinden bir an sıyrılıp "yok artık" demesine sebep olabiliyor. Bunun haricin de söylenebilecek şeyler gerçekten "AZ". Hakan Günday'ın okuduğum ilk romanı, ancak diğerleri de okuma listemde şimdiden yerlerini aldılar.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,3bin okunma
121 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Okuduğum bir dergideki alıntıyı beğenerek kitabı almaya karar verdim, ancak kitabı okuyabilmek, okumaya karar vermek kadar kolay olmadı. Basımı olmayan (son basımı 1994) bu kitabı bu konuda bilgim olmadığı için çeşitli kitapçılarda aradım ancak bulamadım, maalesef yakınımdaki kütüphanede de mevcut değildi. E-Kitap olarak bulup çıktısını aldım ve okumaya başladım. Bu eser aslında yazar tarafından yayımlanmış bir eser değil, öncelikle bunu belirtmek gerek. Nilgün Marmara'nın kişisel notları, denemeleri, okuduğu eserlerden parçalar, rüyalar, diyaloglar ve aforizmalara rastlıyoruz. Ölümünün (intaharının) ardından annesi tarafından Gülseli İnan'a teslim edilen karışık bir çok belge, defter ve kaydın arasında yer alan Kırmızı ve Kahverengi iki defter içerisinden derlenen ancak düzenlenmeden yazarın elinden çıktığı gibi aktarılmasıyla oluşmuş bir kitap. Kitap içerisinde el yazıları da mevcut. Kitap dağınık ve bağlantısız ilerleyen, yazarın karamsar iç dünyasını kendi tasvirleriyle aktardığı özel bir alan aslına bakıldığında. Kimi yer umutsuzluğu, kimi yer kırgınlığı, kimi zaman kızgınlığı bulabiliyorsunuz. Yoğun melankoli satırlarında geziyorsunuz, bazen anlam veremediğiniz şeylerle karşılaşıp acaba ne anlatmaya çalışıyor diye düşünüp empati kurmaya uğraşıyorsunuz. Eminim ki yazarın kendisi bu şekilde bir kitap çıkarmayı isteseydi çok çok daha iyi bir eserle karşı karşıya kalırdık, bu dağınık, karışık, kopuk hali bile bence okunmaya değerdi.
Kırmızı Kahverengi Defter
Kırmızı Kahverengi DefterNilgün Marmara · Telos Yayıncılık · 20001,419 okunma
Reklam
130 syf.
3/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Çok eskilerden, kıyı da köşede yıllanmış kitaplarımdan bir kitaptır kendileri. Kitaplığımı düzenlerken sayfaları sararmaya başlamış bu kitabın artık okunması gerektiğine karar verdim. Pek okumayı sevmesem de aşk üzerine kurgulanmış kitabın yeni bir bakış açısı sunabilmesi umuduyla okumaya başladım. Kitap öngördüğüm ölçüde sıradan ve düz bir eser. Edebi bir dil barındırmayan, düşünmeye itmeyen, derinliği olmayan bir kitap olarak yorumlayabilirim. Sizin de benim gibi elinizin altında mevcut ise kısa yolculuklarda zaman geçirmek için değerlendirebilirsiniz ancak iş satın alma kısmına gelirse başka kitaplara yönelmenizi tavsiye ederim.
Aşk Kumarı
Aşk KumarıStephanie James · Sabah Gazetesi · 026 okunma
456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
"Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens" kitabının ardından büyük bir iştahla başladığım kitabın sonuna nihayet erişebildim. Hayatın cilvesi olarak adlandırabileceğimiz bazi aksilikler eşliğinde ilerlerken günde ancak 25-26 sayfa ortalama ile bitirebildim. Bu duruma rağmen olaylar ve hikayeler arası kopukluk yaşamadığım için mutluyum. Gevezeliği kısa kesip kitap hakkında ufak bir değerlendirme yapmak istiyorum. İlk kitabında bizi geçmişle yüzleştirip günümüze ulaştıran Harari, serinin ikinici ve muhtemelen son kitabında ise bizi bugünden alarak çağımızın ihtimal ve imkanlarının gidişatıyla şekillenmiş yarınların senaryolarıyla başbaşa bırakıyor. Teoriler bazen aklınıza yatarken, bazen ise "Hadi oradan!" diyebiliyorsunuz. Ne var ki yazarın da belirttiği gibi bu bir kehanet kitabı değil ihtimallerin değerlendirmesi. O yüzden eleştirel tavrımızı takınırken ipleri biraz gevşetip, geçmişimizi göz önünde tutmakta fayda var. 1917 yılında yaşayan bir insana bugün yaşadığımız dünyayı anlatmaya çalışsanız alacağınız tepkiler nasıl olurdu dersiniz? Neredeydik? Neredeyiz? Nereye doğru sürükleniyoruz? Eğer bu soruların cevaplarını arıyor, merak ediyor, sorguluyorsan Harari'nin teorilerine bir göz atmanı tavsiye ederim.
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
Homo Deus: Yarının Kısa Bir TarihiYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201712,2bin okunma
163 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Dili değil ama hikayesi ağır olan kitaplardan bir tanesi Emrah Serbes'in Müptezelleri. Kitabı okumaya başlamadan önce polisiye bir kurgu beklentim yüksekti, fakat ilk sayfalardan itibaren olayın polisiyeden ziyade yaşadığı hayat ile hayalleri arasında sancılı bir sıkışmışlık içinde varoluşunu sürdüren bir karakterle karşılaştım. Ağır şartlarda geçen acı hayatlar çoğu zaman görmekten kaçındığımız tablolardır, ancak kitapların en önemli özelliklerinden biri de farklı açılardan bakmayı öğretip, empatimizi geliştirmesi değil mi? İşte size fırsat, çarezsizce sıkışmış umutların çırpınışını okuyarak belki bir nebze anlayabilirsiniz. İlk bölümlerde biraz zaman ve mekan kavramlarında biraz zorluk çeksem de okumaya engel olacak düzeyde sıkıntı yaşamadım, yaşamayacağınızı öngörüyorum. Özellikle son bölümlere doğru kitap sizi içine tamamen çekiyor ve bittiğini anlayamıyorsunuz. Okurken keyif aldığım, kendimden de bazı parçaları yakalama şansına eriştiğim aydınlığa özlem duyan karanlık bir kitap.
Müptezeller
MüptezellerEmrah Serbes · İletişim Yayınları · 20167,6bin okunma
412 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu kitabı etrafta bolca görüyorsunuz değil mi ? Mağazalarda genelde hep göze batan yerlere konuluyor, belki çevrenizde bolca kitap hakkında alıntı paylaşan arkadaşlarınız vardır. İlk bakışta abartılan bir piyasa kitabı olduğunu düşünebilirsiniz, itiraf etmek gerekirse bende böyle düşünmüştüm. Sanırım bu yüzdendir ki kitabı okumayı sürekli erteledim. Hata etmişim. Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens, gerek konusu, gerek anlatım biçimi olsun son dönemde okuduğum en akıcı kitap diyebilirim. Tekdüzelikten uzak yapısı her bölümde ilgi çekmeyi başarıyor. İnsanlık tarihini, evrenin dinamiklerini iyi biliyor olabilirsiniz, bilime olan ilginizden dolayı günümüz teknolojisi hakkında bilginiz ve geleceğe dair fikirleriniz olabilir. Ancak bunlar kitabın sizi etkilemesini engellemiyor. Yazarın bakış açıları size bir çok yeni ve değişik bakış açısı kazandırıyor, konuları farklı biçimlerde ele almanızı sağlıyor. Sizde bir Homo Sapiens olarak atalarınızı yakından öğreniyor, onlar hakkında hiç düşünmediğiniz kadar düşünüyor, bolca şaşırıyor üstüne de iyi vakit geçiriyorsunuz. Kitabın çevirisi de gerçekten takdir edilmesi gereken seviyede. Kitap bizzat yazarın eşliğinde, yerel unsurlar göz önüne alınarak her dile kendi kültürüne özgü öğeler ile çevrilmiş. Kitabı okurken bize dair bir çok örnek göreceksiniz ve eminim hoşunuza gidecektir. Her çevirmen ve dağıtımcı firma bu şekilde itina gösterirse kitap okuma zevkimiz katlanacaktır.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,5bin okunma
160 syf.
2/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Beklentilerimin çok altında kaldığını ilk satırdan belirtmek istiyorum. Kitabı internet üzerinden almıştım, yani evire çevire içeriğini incelemeden kör bir alış. (isminin etkisi diyebilirim.) Melankoli hakkında içsel deneyimler, düşünceler beklediğim bunlara gözlemler hatta kişiler üzerinde yapılmış deneyler ile destek verilmiş hayatın içinden sunulan bir kitap hayal etmiştim. Bulduğum ise insan anatomisi, vücudun genel işleyişi ve kişilere özgü düşüncelerdi. Melankoli ile Eski Ahit ile bağ kurulup içsel melankoliyi Adem ve Havva'nın günahına bağlama denemesi ise beni yıktı diyebilirim. Kitabın akışına gelirsek dönemin edebiyatını ve dilini göz önüne alınca ağır olması normal karşılanabilir. Dipnotlar ve alıntılar ise kitabın hatırı sayılır bölümünü kaplıyor, bu da benim pek sevmediğim bir nokta. Kitabı okuduğuma pişman mıyım? Net cevap vermek zor, her kitaptan birşeyler öğrenmeye çalışan biri olarak bu kitaptan ne öğrendiğimi sorgulayacak olursam verebileceğim cevap bir daha bu tip kitaplar söz konusu olduğunda kör alış yapmayacağımdır. Bu kitabı okumaktansa güncel bir bilim dergisi okumanın çok daha bilgilendirebileceğini düşünüyorum.
Melankolinin Anatomisi 1. Fasikül
Melankolinin Anatomisi 1. FasikülRobert Burton · Aylak Adam · 2016553 okunma