Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
136 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Dopamin, endorfin, oksitosin ve serotonin üzerinden aşkın fizyolojisinin anlatıldığı, akıcı, basit ve okuması zevkli bir kitap. Ve tabiki “her insan kendi beyninin heykeltraşıdır.”
Aşk, Tutku, Hormon, Aldatma
Aşk, Tutku, Hormon, AldatmaOytun Erbaş · Siyah Kuğu Yayınları · 2018260 okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Normalde ilgi çekici ve anlaşılır bir kitap olmasına rağmen benden ve yaz şartlarından kaynaklı sebeblerle ancak bitirebildim. Kitap'ın arka kapağında Bu kitap basta ergenler olmak üzere gençliği yoldan çıkarmak amacıyla yazılmıştır şeklinde bir uyarı yazısı var. Kendisi akedemisyen olan yazar kitabında ergenleri merkeze alıp, ergenlerin ailesi ve çevresi tarafından yanlış anlaşıldığı ve kendisini harekete geçiren gücün beyni olduğunu ona iyi bakması gerektiğini bunu nasıl yapacağının yollarını söylemektedir. Klişe şeklinde şunları şunları yap ya da yapma şeklinde bir nasihat olarak anlatmadığı bu kitap benim çok hoşuma gitti. Beyinde yaşanan bir olayı ya da anlatacağı konunun bir deneyle bağlantısı varsa bunu çizimlerle çok anlaşılır bir şekilde anlatıyor. Süper kahraman gibi kendisinde bulunan 4 güçten bahsediyor. DOSE DOPAMİN OKSITOSİN SEROTONİN ENDORFİN Her birinin görevlerini ilgi çekici bir şekilde anlatıyor. Mesela Ergenlerin ebeveynleri tarafından gece yatmaz gündüz kalmak bilmez sözlerine maruz kalmasında uyku durumunun altında yatan nedenlere burcu yapıyor. Tüm okurlara önerebilirim.
Dünyanın En Yalnız Beyni
Dünyanın En Yalnız BeyniSerkan Karaismailoğlu · Ortapia Yayınları · 20231,196 okunma
Reklam
214 syf.
9/10 puan verdi
Antropolog olan Lional Tiger ve psikiyatri ve biyo-dayranış profesörü olan Michael McGuire tarafından yazılmış; Marx'ın dediği din halkın afyonudur lafını bilimle doğrular nitelikte bir kitap. İnsan binlerce yıl stresli bir ortamda savanada avcılar için açık hedef olarak yaşamıştır. Stresi düşürmek sağlıklı olmak için çok önemli bunu tatlı
Tanrı Beyni
Tanrı BeyniMichael Mcguire · Alfa Yayıncılık · 2018137 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Araştırmacı gazeteci Johann Hari, ilk depresyon ilacını aldığında on sekiz yaşındaymış. İlk seferinde doktoru ona bu ilacı neden alması gerektiğine dair bir hikaye vermiş. Hikaye şuymuş: Bazı insanların beyinlerinde serotonin hormonunun doğuştan düşük düzeydedir ve yeni depresyon ilaçları sayesinde bu hormonu normal düzeyde salgılayan insanların
Kaybolan Bağlar
Kaybolan BağlarJohann Hari · Metis Yayınları · 2019657 okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
366 günde okudu
Okudum keyiflendm
Mukemmeldi universite yillarim aklima geldi ve serotonin kafein formjlunu inceletennve sevdiren bir kitap oldu eglenceli bol guldurmeli bir kitapti tavsiye ederim +18 kisim azdi gencler icin tavsiye ederim gidipte yas ustu kitaplar yerine bunu okusunlar ayrica ciltli olusuda beni sevindrdi
Paralel Odalar Teorisi
Paralel Odalar TeorisiAyşenur Nazlı · Ephesus Yayınları · 20171,245 okunma
198 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Eski devrelere diren, yeni devrelerle güçlü ol
Teme amaç hayatta kalmak. Siz hiç gördünüz mü ben ölmek için yaşıyorum diyeni. İslami açıdan şunu söylemek de elzem olacak. Kul ölümü doğum olarak gördüğü için aslında yine hayatta kalmak için ahirete azık hazırlar. Görüyoruz ki biyolojimiz bizi tehdit eden veya mutlu eden şeylere karşı hormonlar salgılayarak uyarıyor. Şu anki beyniniz siz müdahale etmezseniz, ergenlik deneyimleriyle oluşan bir sınır ağına sahip olup, sizi ergenlik döneminden gelen mercekle yönetecektir. Bu kitabın durduğu en önemli nokta eskiden kazara oluşan beyin devreleriniz sizi bugüne kadar mutlu etmedi. Bu nedenle davranışlarınızin farkına varıp eski devrlerinize direnin. Yeni beyin devleri oluşturun. Etki karşısında tepkilerini seçme özgürlüğüne sahipsiniz. Sürekli olarak dopamin serotonin endorfin oksitosin salgılayarak hayatta kalma arzusu, otomatik etki tepki davranışlarına neden olur. Bu bir kısır döngü içinde devam eder. Mutlu kimyasalların kısa sürdüğünü bilmek, hayatta mutluluğun geçici olduğunu görmektir. Yani bu biyoloji her seferinde bu kimyasalları isteyecek, yeni develerle bu kimyasalları azaltabilir ve başka yollarlar elde edebiliriz.
Mutlu Beyin
Mutlu BeyinLoretta Graziano Breuning · Aganta Kitap · 2017957 okunma
Reklam
398 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kay Redfield Jamison - Erken Çöken Karanlık (İntiharı Anlamak)... Ayrıntı Yayınları'ndan çıkıyor bu muhteşem araştırma/inceleme kitabı. Yaklaşık dört yüz sayfa. Bildiğim kadarıyla baskısı yok. İntiharla ilgili, yenisi yazılana kadar, en yetkin kitap budur, diyenler var. İnceleme/araştırma olmasına rağmen, bir romanmış gibi akıp gitti. Bu arada
Erken Çöken Karanlık
Erken Çöken KaranlıkKay Redfield Jamison · Ayrıntı Yayınları · 200447 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
“Parçaları arıza yapmış bir makine değilsin sen. İhtiyaçları karşılanmayan bir canlısın. Bir topluluğun parçası olmaya ihtiyacın var. Hayatın boyunca sana pompalanan, mutluluğun yolunun paradan ve bir şeyler satın almaktan geçtiğini söyleyen abur cubur değerlere değil, anlamlı değerlere ihtiyacın var senin. Anlamlı bir işe
Kaybolan Bağlar
Kaybolan BağlarJohann Hari · Metis Yayınları · 2019657 okunma
458 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Bu roman, Hamburglu genç gemi mühendisi Hans Castorp’un macerasıdır. Anne ve babası erken yaşlarda ölen Hans’ı büyükbabası büyütür. Genç Hans, çocukluğundan beridir gemilere tutkun olduğundan bu alanda akademik eğitim alır. Mezuniyet sonrası mesleğe atılmadan hemen önce hem tatil yapmak hem dağ havası almak hem de hasta olan teğmen kuzenini ziyaret etmek adına İsviçre Alplerindeki Landquart’ta bulunan bir sanatoryuma seyahat eder. Uzun ve eziyetli bir yolculuktan sonra, ince hastalıktan mustarip olan kadın ve erkek hastalarla dolu bu sanatoryumun müdavimlerinden biri olan kuzeninin odasına yerleşir. Bu esnada Hans’ın sağlığı yerindedir ve kendisi turp gibidir. Bildik hastane ortamının dışında sanatoryum harikulade manzarası, dışarıdaki nefis dağ havası, harikulade yemekleri ve çok ilgili sağlık görevlileriyle adeta bir şifa yuvasıdır. Neredeyse tüm hastalar sanki iyileşip oradan ayrılmak yerine sanatoryumda kalış sürelerini mütemadiyen uzatmaktadırlar. Bu arada Hans’ın teğmen kuzeninin ince hastalığı vardır, zayıf bir bünyeye sahip olduğundan bu yüksek irtifada kendisini diğer hastalar gibi daha iyi hissetmektedir. Sanatoryumda neredeyse tüm gün bir yemek yeme ritüeli vardır, hastalara günde en az beş öğün son derece kaliteli yemek ve içecekler sunulmaktadır (yemek demek serotonin ve endorfin demek, yani mutluluk hormonları). Hemen her milletten insanın olduğu bu sanatoryumda, Hans, evli bir Rus kadına vurulur. Ama ne vurulmak! Bu yüzden Hans da ince hastalığa yakalanır ve sanatoryumun baş hekiminin kendisini ikna etmesiyle O da sanatoryumun hastalarından biri haline gelir.
Büyülü Dağ - Cilt 2
Büyülü Dağ - Cilt 2Thomas Mann · Can Yayınları · 2019169 okunma
88 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.