Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evin sessizliği canımı sıktı. Günün gürültüsü patırtısı içinde özlediğim sessizlikle, gecenin bu saatinde kavuştuğum sessizlik ayın değildi. Hiçbir şeyin yokluğu varlığına denk değildi. Sanırım ondan. Sessizliğin de türleri vardı. İnsanın kalbini yerinden oynatan güzel bir anın peşi sıra gelen, kuş tüyü gibi bir sessizlik vardı mesela. Öyle kıymetli bir şeydi ki o, tek bir kelime etsen hayat affetmezdi. O anki sessizlik öyle değildi. Bilakis, görmüş geçirmiş, hayatın feleğinden geçmiş yaşlı bir kadının uzakta bir noktaya dalan kocaman gözlerini kırpmadan, "bu sessizlik hayra alamet değil" dediği cinsten bir sessizlikti.
Sayfa 101Kitabı okudu
22 Şubat 1962: Türkçü Gençler Atsız İçin Telaşlanıyor: 27 Mayıs ihtilali ve 13 Kasım tasfiyesinden sonra ordu içindeki dalgalanmalar devam etmişti. Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında bir cunta kurulmuş ve cunta Millî Birlik Komitesi üzerinde baskı uygulamaya başlamıştı. 15 Ekim 1961 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan bazı general ve
Reklam
"Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan kuvvet kalıntılarının bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar bizde o iktidarın da mahvolduğu vakitlerdir ki onun yerine geçen etkili bir sessizlik en şiddetli elem gözyaşından gönül yakıcıdır."
Sorarlarsa sana beni; De ki birisi vardı, canını yaktım sustu, kalbini kırdım sustu, üzdüm yine sustu. Hiç gitmedi ama ben onun hayatını kıyamete çevirdim.
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Birini ya da bir şeyi sevdiren ince bir detay, küçük bir nüanstır. Ne garip ki, yine o şeyden ya da insandan soğutan da budur. Güzellik de, çirkinlik de bu detaylarda gizli. Bunun için birisini severken, duyarlılıklarımıza karşı gösterdiği o hassasiyetlerden sevmeye başlarız. Sonra bir gün, o hassasiyetlere artık eskisi kadar önem verilmediğini görünce sevgi yerini kaskatı soğukluğa bırakır. İki taraf için de değişmez bir yazgı gibi peşinden gelir bu. İnsan sevdiği şeyi önce tanrısallaştırıp tapar, ardından inkar eder. O inkar her zaman can yakar. Şiddetle başlayan o hazlar şiddetle son bulur bunun için genelde. Çünkü en başta, seni sen olduğun için seven o insan bir bakmışsın yaptığın şeyleri eleştirmeye başlar. En başta kabul ettiği her şeyi inkar eder. Sonrası malum. Sessizlik. Lirik, soğuk bir sessizlik. Arkası kış.
Reklam
6 Mayıs
Mamak Askeri Cezaevi. Ön hücrelerin havalandırması. Görünen her şey, bir gün, beş gün, beş ay öncesinin aynı. Duvarlar, tel örgüler, karşıda tepesi görünen kel bir dağ bozuntusu, tutuklular, askerler, gardiyanlar, subaylar. Korkunç bir farklılık var ama bugün. Görülmeyen bir farklilik bu. Sadece duyulan ve duygularla algılanabilen bir
Dizdim bir bir
Nasıl dizdi önüme bir bir Artık tesiri kalmamış gibi bir his Adında bitmeyen bir yudum yorgunluk, hiç geçmeyecek gibi ruhum bana ölü gibi. Dinmedi sessizlik, nedir ki çığlık atmak ? Anlaşılmak belki en derinden anlatamamak Nasıl bir uçurum bu nasıl bir Deniz kıyısı derin ve keskin Olmadı olmayacak yarınların beklentisi içinde neler öldü Kaç kişi kaldı kaldı mı ki ? Zaman, akmadan bir geriye al desem. neler değişirdi bir bilsen. Duygu sarılı sanki, yüreğim intiharda Körüm en çok bana, merhametten yoksunum acıma kalmadı çocukluğuma. Yaralı bir Ceylan var ortada saran kalmadı yaratandan başka gemi kayıp, liman görünmedi ufukta. Kayıp ve yanlız kaldım. Mahzun ve hüzün kokusu havada Mutluluğun pençesi belki bir sonra ki yaprakta, kapama umut baki kala.
#sessizlik#
İyilikten, saflıktan ulaşamadım kendime burada… Burası durmadan hızlanan bir kent. Burada sonsuz arzu çarpışır. Sonsuz acı… Sonsuz hırs… En başlarda ne istedim tam bilmiyorum. Ama öyle açık ve duruydu ki gördüğüm herşey, nereye ve kime baksam beni kendisine inandırıyordu. Henüz içimde bir başkası yoktu. İçimde benden ayrı, bana karşı bir ses yoktu. Gidemediğim yerleri mutlu özlerdim, çünkü gitmesem bile bilirdim ki oraları da benden bir parçaydı. Çok az ve usulca konuşulurdu. Çünkü sessizlik vardı ve ve bu sessizlikte en küçük sesler bile çabucak yayılırdı heryere. Sessizlik kutsaldı, çünkü bütün sesleri o
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar, bizde o kuvvetin de mahvolduğu vakitlerdir ki, onun yerini alan dokunaklı bir sessizlik en şiddetli acıyla dökülen gözyaşlarından daha yürek sızlatıcıdır.
Reklam
Paşa "Haydi, bir şeyler okuyun" buyurdu. Cevdet Hoca, sazlara "Kürdilihicazkar yapalım" dedi, sazların peşrevden kısa bir bölüm çalmalarının ardından genç hanende o günlerin meşhur bir şarkısına başladı: "Karşıyaka'da İzmir'in gülü / Seyran ediyor elinde mülü"... Ama ikinci mısraı okuyamadı, tam "İzmir'in gülü" demişti ki, Mustafa Kemal elini şiddetle masaya vurdu; hanende ve saz heyeti sustular, salonu sessizlik bürüdü. O günlerin genç hafızı hadiseyi bana altmış küsur sene sonra anlatırken "Ne iş ettiğimi o anda fark ettim" diyecekti. Latife Ha­nım'ın İzmirli olduğunu ve Paşa'nın az bir zaman önce hanımını boşadığını hatırlamıştı! Ne yapması gerektiğinin endişesi içerisindeyken, Paşa "Çocuk, sen hiç İzmir'in gülünü kokladın mı" diye sordu. Cevdet Hoca korka korka "Hayır Paşam" cevabını verdi. Mustafa Kemal Paşa sustu, gözleri birkaç saniyeliğine uzaklara daldı, sonra "Bu şarkıyı okuma!" dedi
Sayfa 36
Bu sessizlik kaderim ..
Sessizlik öyle ağırlaştı ki, ne acımız duyuluyordu ne sevincimiz.
Sayfa 20 - PDFKitabı okuyor
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşısında vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar bizde o gücün de mahvolduğu vakitlerdir ki onun yerine geçen etkili bir sessizlik en şiddetli acı gözyaşlarından daha çok gönül yakıcıdır.
Aşkın olduğu yerde muhakkak kalem vardır, sessizlik değil.
Çünkü sevmek, yeni bir dil inşa etmek demek. İki kişilik bir dil. Çünkü aşkın olduğu yerde muhakkak kelam vardır, sessizlik değil. Harfin olduğu yerde ise bir katre hüzün vardır, neşe değil.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.