Bazı cümleler çok iddialıdırlar çünkü göreceli kavramlar üzerinden konuşurlar. İşte edebiyattaki o iddialı sözlerden birisi de Fransız şair Louis Aragon’un, Cengiz Aytmatov’un Cemile adlı uzun hikayesi için söylediği ‘dünyanın en güzel aşk hikayesi’ cümlesidir.
Aragon, bu cümleyi kurduğunda Aytmatov genç sayılabilecek yaşlarda, yazarlık
İnce Memed
Çektikleri onca kahır
Türkülerde yakılıdır
Eşkıya demiş adına (onlara)
Adı dağda yazılıdır
Onlar dağda yazılıdır
Oy oy İnce İnce Memed
Yüreğimde sancı Memed
İçimizde kara sevda
Anlımızda yazgı Memed
Yağlı kurşun çökertemez
Hoyrat kızın sözü kadar
Duman tüter dağ başında
Yiğittir türküsü kadar
Yiğittir türküler kadar
Oy oy İnce İnce Memed
Yüreğimde sancı Memed
İçimizde kara sevda
Anlımızda yazgı Memed
Ali Asker
"şimdi gelsem ki sen, yıkanmışsın
saçlarını taramışsın.
alnında mini mini damlalar,
bir hafiflik, bir incelik yüzünde.
buğu ardından yıldızlar gibi
parmak uçların pembeleşmiş,
sere serpe yatağa uzanmışsın..
bunu sevda türküsü olsun diye yazdım, gelinim
şimdi yağmur yağıyor yollara, yapraklara.
gelsem ki sen evdesin,
cümle sıcaklıklarla berabersin.
göğsün kapalı,
dudakların aralık.
ellerimi hohlayıp hohlayıp ısıtsan.
…
halbuki şimdi sen nerelerdesin…"
BİR SEVDA TÜRKÜSÜ
Sokul yanıma,
çığlıklar dolarken kentin sokaklarına
yirmidört ayar yankılar düşer dağlardan.
Üşürüm kar giyinmiş ağaçlar gibi
sımsıkı tut ellerimi
ki,
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
şimdi gelsem ki sen, yıkanmışsın
saçlarını taramışsın.
alnında mini mini damlalar,
bir hafiflik, bir incelik yüzünde.
buğu ardından yıldızlar gibi
parmak uçların pembeleşmiş,
sere serpe yatağa uzanmışsın…
bunu sevda türküsü olsun diye yazdım, gelinim
şimdi yağmur yağıyor yollara, yapraklara.
gelsem ki sen evdesin,
cümle sıcaklıklarla berabersin.
göğsün kapalı,
dudakların aralık.
ellerimi hohlayıp hohlayıp ısıtsan.
…
halbuki şimdi sen nerelerdesin…
|Turgut Uyar
...
Sonra iyice efkar basıyor ve başlıyorum bir Ege türküsü söylemeye:
“Ben kendimi gülün dibinde buldum
Kuru kuru sevda imiş sarardım soldum
Sevda bir düş imiş kendime yordum
Ay karanlık, gece vurdular beni
Yarin çevresine sardılar beni.”
***
Türkünün ikinci bölümünde de
“Dünya bir gölgeliktir” diyor.
Bu dizelerle yüreği kamaşmayan insan olabilir mi hiç!
İyi ki bu muazzam türkülerimiz var yoksa bu tımarhanede her an çıldırabilir insan.
(Gözüyle Kartal Avlayan Yazar, Zülfü Livaneli, sf. 200-201)
GECE
Gece kışı ağırdır bizim buralarda; yürek obasında...
Uzun olur,
Çetin olur,
Zor mu zordur.
Uzun kış gecesi tamam da gecenin kışı olur mu?
Olur işte...
Kış gibi...
Uzun, çetin ve zordur.
Üşür gece kışı, üşütür içten içre,
Kış gibi...
Lakin kış geçer.
Ammavelakin gece geçmek bilmez.
Çünkü gündüz savurgandır; gündüze varmak da bir o kadar güç...
Gece kışında;
Dilinde hep o sevda türküsü dolanır dolanır;
" Kır kilidini bee, kır kilidini...
At denizlere "
N.K ( Feryad-ı naz )