Çocuklukta ebeyveynler tarafından uğratılan her türlü istismarın ( Dayak, cinsel, sevgi, iletişim ve bağlanma ihtiyacının karşılanmaması vs.) var oluşu ve bunlara maruz kalan çocukların yetişkin olduklarında, çocuklukta maruz kaldıkları istismardan dolayı ebeveynlerine karşı geliştirdikleri gerçek olumsuz duyguların bastırılması sonucunda bedenlerinde hastalıkların ortaya çıktığını araştırmalarının bunu desteklediğini söyleyen Alice Miller var karşımızda. Gerçek ve güçlü duygularımızın inkar etmenin bedenlerimiz üzerindeki etkilerinin büyük olduğunu ve toplum, din, ahlak bizden bu duyguları inkar etmemizi ister, sonucunda bedenlerimizde hastalıklar ortaya çıkar. Sevgi ile büyüyen çocuklar çocuklarına sevgi verir. Çocuklukta istismara uğrayan kişiler arasında kitaplarını okuduğumuz ünlü yazarların da ( Dostoyevski, Anton Çehov, Kafka, Nietzsche, Schiller, Virgina Wolf) aralarında olduğuna değinir ve onların çocukluklarında uğradıkları istismarlar, erken yaşta ölüm, hastalıklarla geçen hayat bu istismarın sonucudur. Tüm bunlara rağmen ebeveynlere sadık kalıp onlara saygı gösterip ilişkilerin iyi olması gerektiğine inandıkları ahlak ve dinin istediği gibi içten hissettikleri gerçek olumsuz duyguları ebeveynlerine karşı ifade edemedikleri için hayatlarının acı ve hastalıklarla geçtiğini. İfade edebilmiş olsalardı yaşadıkları hastalıkları, yaşamamış olacaklarını ifade eden, insana farkındalık kazandıran bir eser