Açıklanmayacak kadar geniş olan evrenin içerisinde kapladığımız alandan emin dahi değilken bizi yalnızca hayata değil, yaşamaya da bağlayan, oradan oraya savrulup kendimize olan inancımızı yitirmek üzereyken içimizde bir yerlerde bunca zorluğa rağmen hala parlayan yıldızları görmemizi sağlayan, bir istiridyenin inci tanesi gibi insanı var eden tüm bileşenlerin yapı taşı olan, bazen küçük bir tesebessüm, bazen bir dans, bazense okuduğumuz bir kitabın satır aralarında çıktığımız, gezintide bize neden başladığımızı hatırlatan, bu dünyadan gidişlerinin üzerinden onlarca yıl geçe sevdiklerimizin hala parmak uçlarımızda izlerini hissetmenimize, aynadaki aksimizede, çehremizin ufak ifadelerinde onların yansımalarını görmemize olanak tanıyan sevgi ;bundandır ki tüm zamanları aşıp mekanlarında ötesinden bize seslenen, kim olduğumuzu hatırlatan, var olmamızla birlikte tüm yaşamımız boyunca bildiğimiz, tenimizde hala kokusunu duyduğumuz, gözlerimizi kapladığımızda hala bize sarılan, hatalarımızda, kırgınlıklarımızda, acılarımızda, sevinçlerimizde bir an olsun yanımızdan ayrılmayan, hep tanıdığımız, içimizde var olduğunu evvel ezelden bildiğimiz, hep ezberimizde olan, aklımızla kalbimizin kesiştiği, "o" incidir.