Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beyin yıkamak - Kapitalizm - Duygusal açlık...
"Ülkemizde sürüp giden bir tür beyin yikamayla kars karsiyayiz. Beyin yıkamak nasıl gerçeklestirilir biliyor musun? Ayni seyi bir insana defalarca tekrarlarsın ve biz de bu ülkede bunu yapıyoruz. Nesnelere sahip olmak iyidir. Daha fazla para iyidir. Daha fazla gayrimenkul iyidir. Daha fazla ticaretçi yaklaşım iyidir. Daha fazla iyidir. Daha fazla iyidir. Bunu tekrarlar dururuz ve bu defalarca bize tekrar edilir—ta ki insanlar farklı düşünmeyi aklından bile geciremez hale gelinceye kadar. Ortalama sıradan insan sürekli dikte edilen tüm bu yalanlarla öylesine dolmustur ki, gerçekte neyin önemli olduğuna ilişkin kendi bakış acısı diye bir sey kesinlikle kalmamıştır. "Hayatımda nereye gittiysem hep yeni bir seyler kapmaya çalişan birçok insanla tanıştım. Yeni bir araba kap. Yeni bir emlak kap. En son model oyuncagı kap. Ve sonra da sana anlatmak isterler: Bil bakalim ne aldim? Bil bakalim ne aldim? "Ben bunu nasil açıkladım hep bilir misin? Bu insanlar sevgiye öylesine açlar ki, yerine ne olsa kabul ediyorlar. Maddi nesneleri kucaklıyor ve nesnelerin de kendilerini kucaklamasini bekliyorlar. Fakat bu hiçbir zaman gerçeklesmiyor. Maddiyat sevginin, sefkatin, duyarlılığın, dostluk duygusunun yerini dolduramıyor." "Para ya da güç sefkatin yerini tutamaz. Şuraya uzanmis yavas yavas ölürken rahatlikla sunu söyleyebilirim: İstediğin kadar güce ya da paraya sahip ol, duygusal tatminsizligini gideremezsin."
Sayfa 128
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Reklam
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Duygudaşlık kavramı, Hume’un ahlak ve siyaset teorisini şekillendirdiği gibi siyasî iktisat (political economy) anlayışını da şekillendirir. Ona göre, ticarî toplum; duygudaşlığın doğal bağlarında toplum içinde bir diğerine farklı bağlarla bağlı olan kişiler arasında hizmetlerin ve malların kişisel olmayan değişimi üzerine kurulu toplumdur.