"Çünkü onlar annelerini erken, babalarını ölümlerine yakın seviyor. Onlar en çok bunu biliyor. Babalarsa sevilmeye gelmiyor. Babalar bir kere sevildi mi hemen kısalıp ölüyor. Buna önce yas, sonra yasa deniyor. Böyle oluyor: Çocuk tüfeği eline alıyor. Namlunun ucunda: okunaksız bir baba. Sonra korkunç şeyler oluyor. Kırık cıncık ve leke. Saçma ve kül. Ve bir de bakmışsın, baba gökte soluk bir amblem. Tedavülden kalkmış delik para. İşte bana da yenik düşürecek bir baba lazımdı. Sütten kesilince gözümden düşürürdüm onu. Kasıklarım tüylenince dilimden düşürürdüm. Ayağı mı kaydı, hemen basardım üstüne, boyum uzardı. Sonra tüfeğimi alırdım elime, bıyığım çıkardı. Sonra sonra, dünyanın rengine kandım, derdim, ah ah ah, ama çok sonra, bu sefer başka bir namlunun uğursuz ucunda: Gençliğin coşkun ve korkunç kanatlarıydı onlar! Ki haklılığıma ne hayat ne dünya halel getirebilirdi: Kulağı geçmeyen boynuzun neye faydası olur ki? Bense bir kurşunun kazasıyım. Zaten vurulmuş bir babanın kırık boynuzuyum. "Bari uyu." Ama içimde gösterişi aşan bir şey var. Gerisi mi? Hah! Istırap, ah ve laf laflaf "
Güvenmiştim, ne olursa olsun bir yol bulacağımıza inandım... Çünkü seviyor sandım...
Reklam
KENDİME O KADAR ACIYORUM Kİ. ÇÜNKÜ SENİN BAKIŞIN- DA BİR İNSAN OLARAK TANITILDIĞIMA ÜZÜLÜYORUM. TA- NITILMAK BAŞKADIR, GERÇEK BAMBAŞKA. EVET SEVDİM SANDIM, İNSAN GİBİYİM SANDIM. SANA BURADA KENDİM İÇİN DEĞİLİM DESEM İNANIR MISIN? TOPRAK BİR İLİĞİN ÇÖMLEĞİDİR; KENDİ İÇİNDE UYUMLUDUR. SANA GÜLER- DİM. İNCE RUHLU GÜZEL DIŞVARLIK, NEDEN HİÇ KİMSEYİ SEVMİYOR DERDİM. ŞİMDİ İSE HER GÜN DOSTLUK, SEV- DA, SONSUZLUK, YANİ DÜŞÜNCELERLE SENİ KENDİMDEN ÜSTÜN BULUYORUM. İNSAN SEVMELİDİR. AMA NEYİ SEV- MELİDİR? KİMİ SEVMELİDİR? NASIL SEVMELİDİR? BUNLA- RI SAKIN RUHSAL BUNALIMLAR SANMA. BİLİNÇLİYİM. İÇ DİYE BİR ŞEY VAR. KURTARILMAYI BEKLEYEN İÇLER, KUR- TARILMAYI BEKLEYEN DIŞLAR! HERKES, BÜTÜN EVREN BEK- LİYOR! BİZİ. BİLİCİ DEĞİLİM.
Sayfa 35 - İş BankasıKitabı okudu
“Söylesene benden niçin nefret ediyorsun. İçinde kalmasın." "Sahiden dürüstçe mi konuşayım?" "Elinde yay olan benim, seni vurmuyorsam vaat ettiğin yanıtlar içindir. Ne sandın ya?" "Pekâlâ. Senden nefret ediyorum çünkü bir peri prensi olduğum halde babam beni hiç umursamazken, senin baban sadakatsiz eşten doğmuş bir insan piçi olmana rağmen seni çok seviyor. Senden nefret ediyorum çünkü seni kırbaçlatan bir abin yok. Senden nefret ediyorum çünkü kız kardeşinle beraber Locke'in aleti olup Nicasia'yı üzdünüz, üstelik Locke onu benden çaldıktan sonra. Bu da yetmezmiş gibi, senin yüzünden, Balekin bir ölümlü kadar bile başarılı olamadığımı turnuvadan beridir sürekli suratıma vuruyor."
Sayfa 342Kitabı okudu
Yalann yalann..
"Biz seni aklı başında biri sanırdık hoca. O ne sinir öyle yahu? Müftü beyi dövecen sandık, halbuki o da seni çok seviyor. Sen çıkınca söyledi."
Sayfa 23
İnatçı keçi. Bu çocuğu seviyor. Parlak siyah, yumuşak saçlarını okşamak, hemen şuracıkta karıştırmak geçi­yor içinden. Gidiyor, sessizce yanına ilişiyor. - Beni rahat bırak. -Ama! .. İlhan yüzünü ötelere çeviriyor. Yalnızbağ köyüne. Köyün o yanık yüzlü imamına. Çıkmış öğle ezanını okumuştu. Sonra yanına geldi. Be­yaz dişlerini göstererek gülümsedi. - Hadi abdest al da namaz kılalım. -.. Eee, şey.. -Ne var? Söyle, hadi çekinme.. -Ben hiç namaz kılmadım.. Bilmiyorum. Yanakları kızarmış, kalbi çarpıyor. İmam bir elini omu­zuna koyuyor, okşayan sesi ile. - Olsun, ben sana öğretirim. İçi ovalar dolusu genişliyor, çok seviniyor. - Sahi mi? Öğretir misin? -Ne sandın ya! İstersen hemen öğretirim.Allah'a inanıyor musun? İlhan gözünü kırpmadan, göğsünü gere gere cevaplı­yor. - İnanıyorum, hem de çok.
Reklam
72 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.