Yaş otuz beş!Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Sözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Jack Kerouac la yolculuğa çıkıyoruz..
Geçmişte bölük pörçük okuduğum kitabı tekrar okumadan hakkında bir şeyler yazmak kendime de haksızlık olacağından yeniden şöyle bir geçmek gerekiyordu, tabi inceleme için de biraz hafıza tazeleme biraz da araştırma..
Öncelikle, yazarımız
Bir burukluk ve eksiklik hisetti ruhum bugün öylesine acı ve keder verici yeni girdiğim bu yaşta hatırlamaya korktuğum anıları anlatmaya ve anımsamaya korkuyorum. Kıyamıyor gibiyim eğer olsaydın var olduğuma en çok sen sevinirdin. Kuşkusuz hep güçlü olmamı ve gülmemi isteyen kadının yokluğu bugün sanki hiç acı çekmezmişim gibi selamlıyor beni yokluğunla ne edeceğimi bile bilmiyorum. Kendimden sakındığım bugünde gözlerim en çok seni arıyor. Ardından bir mum bile söndürmek bile istemiyorken yeni bir yaşa sensiz girmenin burukluğu yakıyor beni binlerce şey yazmak geliyor içimden binlerce şey söylemek belki de ama ben susturuyorum bugün kendimi sen derdin ya iyi ki varsın iyi ki doğurdum diye seni bende şimdi senin için yaşarken iyi ki geldim diyorum çünkü senden bir parça olarak devam etmek hayata en çok beni mutlu ediyor anneciğim...
( benden sana)
Sonra gittin
Çocuk oldum bir daha ağladım
Kaç şiir kaç kere sular altında kaldı
Kitaplar aşk herşey
Söz dedim Söz verdim
Ruhumu gömdüğüm yer hala belli
Güneşi özledim sonra seni
Keşke gölgesine razı bir fesleğen olsaydım
Didem Madak
Mia hayat zor dediğinde insanlar daha zor demeyi çok istedim ve bunu benden duymanı diledim. Ancak bunu sana ne yüzyüze ne de yazılıyla dile getirebilirdim. Benim dünyamda canlılar her zaman hareket halindedir. Durmadan bir şeylerden ya da bir yerlerden bir yerlere gider ve gelirler. Bunun en altına indiğimde ise iki durumla karşılaşıyorum: Korku