Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Acını yaşa, öfkeni yaşa. Ve seyret. Kendini sakın bastırma!! Öyle suyun üstünde akan yaprağa bakar gibi bak, seyret...
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. Kitap, hikayelerin, şiirlerin olduğu, hayatın içinden bir hayal gücünün eseri. Hikayeler hayatın içinde nefes alan, almayan varlıkların öyküleri.. Öykülerin bazıları, kimi zaman bir üçüncü sayfa haberi şeklinde yazgıları anlatırken, bazen de ön yargılarından oluşan bir dostun, bir çocukluğun durumu hakkında bilgiler veriyor. Şiirlerse hayatın
Şehbal
ŞehbalSelda Çokbilen · Edisyon Kitap · 20221 okunma
Reklam
Acı kahve tadında
Hayalini yaşa Yaşamak adına Yaşa can ... Her türlü zorluğa rağmen Zengin fakir bir sokakta Isıtacak odun altından değerli bulamazken üşüyen ateş Çaresizlik akan kan
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun!
DAVETİYE Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Düce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden
Kanla Kirlenmiş Evrak
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Aşklarım, inançlarım işgal altındadır tabutumun üstünde zar atıyorlar cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar denize yaklaşınca kumlar ve çakıl taşları geçmiş günlerimi aşağılamaktadır. Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar denizin satırları arasında. Gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin küfre yaklaştıkça inancım artıyor. Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim. Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim.
İsmet Özel
İsmet Özel
Kanla Kirlenmiş Evrak
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Aşklarım, inançlarım işgal altındadır tabutumun üstünde zar atıyorlar cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır. toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar denize yaklaşınca kumlar ve çakıltaşları geçmiş günlerimi aşağılamaktadır. Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Ve rüzgâr buruşturuyor polis raporlarını kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar denizin satırları arasında. Gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin küfre yaklaştıkça inancım artıyor. Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim. Ve simdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim.
Reklam
hayatın kutlu olsun sevgilim ki sana değişe değişe aktım kimi zaman bir japon gibi uykusuz kaldım -uykusuz kalır mı onlar bilmem aslında- sevgilim sevgilim bir orman gibi çoğal aramızda sen çoğal aramızda şehirden bir çocuk olarak şurda burda bir sabuntozu markasında köpürerek çınarın tutsaklığını ve menekşenin sevincini yaşa sevgilim sevgilim hüzüne yer var hayatımızda
Neden olmasın
Hiç görmediği birini özler mi insan? Neden olmasın. Hani şu sözleri ile dokunan insanlar var ya. Hani şu aşka inanan. Ama başka şehirlerde farklı rollerde olan insanlar. Özlenmez mi ?
Bitti
Ve Bitti! Bitmesi gerektiği gibi. Derin yaralar açarak bitti. Küçük bir umut tohumu bile Bırakmadan ardından, Yıkık dökük bir harabe Bırakarak gitti.. Benim bittiğim yerde, Sen yeniden Doğ be Adam!! Benim karanlığım senin ışığın olsun. Benim kaybolduğum kuytularda, Senin yolun hep açık olsun. Ben ikimiz için de yas tutarken, Sen bir bebeğin gülücüğünde yaşa! Benim gözlerim ayriligin yasını tutarken, Sen tebessumlerinle baharı kondur çehrene.. Ben ikimiz içinde ağlarım. Ben ikimiz içinde yas tutarım. Ben ikimiz içinde yanarım. Saclarimda Ruhun, emanetin.. Sende kalbime İyi bak.. dkendis Zeynep
Münacat
Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylak büklümlerinin içten ve dışardan sarmaladığı günlerde bir zamandı heves ettim gölgemi enginde yatan o berrak sayfada gezindirsem diye ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende. Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek
Sayfa 11 - Şule Yay. 3. Baskı, Ocak 2020
Reklam
Kanla Kirlenmiş Evrak
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Aşklarım, inançlarım işgal altındadır Tabutumun üstünde zar atıyorlar Cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır Toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar Denize yaklaşınca kumlar ve çakıltaşları Geçmiş günlerimi aşağılamaktadır. Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. Ve rüzgâr buruşturuyor
Sürgün
nicedir seyduna'nın dağlarında kuşlar yerine kurşunlar kanat çırpardı. kurşun, kendi çığlığına uyanır, kendinden utanırdı bu coğrafyada, ki hiç sevmedi sesini, ismini... ölüm arayan, ışığında oturur ağlardı. ne zaman çığlık kopsa, bilirdi, ardı derin susku kuyusu olurdu, bir yaprakta olsun solumazdı hayat. şehirleri birbirine
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.