Sabah erken sapa yerde dikilince ak otağa Atlas ile yapılınca mavi gölgelikli Tavla tavla çekilince yiğit atlı Çağırıp yardım isteyince bol çavuşla Çalkandığında yağ dökülen bol nimetli Darda kalmış yiğidin arkası Zavallının biçarenin ümidi Türkistan'ın direği Yırtıcı kuşun yavrusu Amit suyunun aslanı Karacuğun kaplanı Devletli han medet
Sayfa 132 - Nokta yayınlarıKitabı okudu
Serin serin tan yelleri estiğinde Sakallı boza çalan çayır kuşu öttüğünde Sakalı uzun müezzin ezan okuduğunda Büyük cins atlar sahibini görüp homurdandığında Aklı karalı seçilen çağda Göğsü güzel koca dağlara gün vuranca Bey yiğitlerin kahramanların birbirine koyulduğu çağda
Sayfa 21 - Nokta yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ne hastayım ne ölü, Felek hançerini vurduktan sonra, Ne bahçeyim; ne bostanım ne bağım, Felek hançerini vurduktan sonra. Vurma hançerini akmasın kanım, Asla iy' olur mu sevda çıbanım, Yar gelsin üstüme çıkmadan canım, Gelmesin mezara şimdiden sonra. Sevdiğim olsaydın çekerdin nazım, Geçti sitem ile baharım yazım, Gelip musallada kılın namazım. El yuyup kefene sardıktan sonra.
Sayfa 49
Her gün acı vermez Hak aşığına, Bir gün de çıkarır gün ışığına, Ne doğrarsan gelir o, kaşığına, Herkes ettiğini bulur efendim. Allah'ın emridir öteden beri, Kendisi çevirir çarkı çemberi, Ne tahtı Süleyman ne İskender'i, Bütün ruh sahibi ölür efendim.
Sayfa 34
Ne güzel insanlar vardı eskiden. Çocukluğumuzu kaplamışlardı. Bize masal anlatırlardı Cinlerden, perilerden. Büyük anneler, büyük babalar vardı. O zaman hepsi uzaktı ölümden. Hem sevdirir hem korkuturlardı. Acı hikâyeleri bile tatlı başlardı. Demek bunun için gittiler hikâyelerden. Ne güzel insanlar vardı eskiden.
AHMED ARİF
"Yaşamımda en büyük sevinci baba olduğum gün duydum. İnanır mısınız, tam iki yıl oğlumun nüfus kağıdını cebimde taşıdım. Cebimdeki sanki dünyanın en zengin cüzdanıydı. Oğlum olmuştu. Oğlum, dünyanın en güzel güvercini...dünyanın en güçlü silahı." Ahmed Arif
Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.