-Kadınlar çok karmaşık. Sandığınız kadar anlaşabilir değiller.
-Anlaşılabilir olsalardı ne cazibesi kalırdı?
-Kadınlar bizim gibi basit yaratıklar değiller
- Onlar bir labirent olduğu için bize çekici geliyor çünkü her birimiz kendi keşfimiz yapmak istiyoruz.
-Ya çoktan keşfedilmişlerse?
-Bir kadın asla keşfedilemez evlat. Bir kadını keşfetmek uzun ömür ister. Tabiki okadar yaşayacak kadar şanşlıysan.
- İnsan, bir ömürü aynı kadınla yaşamaktan o kadar sıkılır ki can sıkıntısından onu da keşfedecek hiçbir şey bulamaz.
- Doğru kadını bulduğunda ondan Sıkılmak şöyle dursun, bir asır onunla olsan yine yetmez...
Mahçup bir tavırla boynunu bükerek asıl sualini sordu:
- Yalnız, bir şey var ki, onu da konuşmak lazım oğulcuğum...
Bu şirket, benim için son bir ekmek kapısı idi... Beni bilirsin.
Kollarımı kavuşturup oturmak istemem... Belki artık iş bulamam...
Kardeşlerin daha meydana çıkmış sayılamaz... Benim tekaüt maaşım pek az... Ailenin bütün yükü senin omuzlarına yıkılacak... Bu, sana ağır gelmez mi?
Şevket, babasının bu tereddüdüne adeta isyan etti. Yirmi bir yaşının ölçüsüz cesareti ile göğsüne vuruyor:
- Bunu söylemeye nasıl dilin varıyor baba? Benden şüphen mi var? İcabederse daha başka türlü de çalışırım. Kardeşlerimi nasıl olsa meydana çıkarırız! diyordu:
Şevket, dün gece sofrada babasının yerine niçin oturduğunu şimdi anlamıştı. Vak'aya canı sıkılmak şöyle dursun, bu yaşta bir aile babası mevkiine geçtiği için adeta gururlanıyordu. Baba, oğul heyecanla birbirlerine öptüler
Ah Stil, bir kıyamet rüyasında yaşıyorum ben. O yolda öylesine dümdüz ve sapmadan yürüyorum ki, en korktuğum şey gördüklerimin aynısını yaşamaktan günün birinde sıkılmak.
Alışkanlıklardan sıkılmak, aslında hayatın normal aktığının bir işaretidir. Sıkılmak, tek başına bile mutluluktur. Çünkü sıkılmak için her şeyin yolunda gitmesi gerekir.
Sıkılmak, “Ne işe yarar ki?” ifadesinin gizlenmiş halidir. “Ne işe yarar ki?” aynı zamanda korku demektir ve korku, umutsuzluğun gizli bir göstergesidir. O zaman korkularınızı sayfalara dökün