Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benzemezken bir anımız diğerine, ısrarla bizde bir simetri arayışı. Bir düzene sokabilmek karmaşayı hep, kafiyeli yaşamak istiyor insan hayatı, akılcı bir kurgu, ince bir öykü özlüyor, dal budak saldıkça hayatın yeşil ağacı.
133 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Capulet ile Montague
"Söylediklerimizi dinlerseniz sabırla Söylemediklerimizi de görürsünüz oyunda." sözleriyle başlar eser. Romeo ve Juliet, doğuda da batıda da sık sık işlenmiş bir temadır aslında. Tarihte bir çok kez, kavgalı iki aile ile birbirlerine aşık çocukları hikayelere konu olmuştur. Şimdi sorarsınız bana: "Ee bu eser neden bu kadar popüler? Diğerlerinden farkı ne?" Aslında, tahmininiz üzere; ustaca kaleme alınmasıdır popüleritesi. Rönesans dünyasındaki uyum, denge ve simetri anlayışı işlemiştir ruhuna. Tamam anladık, ustaca işlenmiş fakat yine gerekmez özellikle bu oyun üzerinde durmaya. Atladığımız diğer nokta şudur aslında: Bütün oyuncular başlı başına bir karakteri anlatır, içimizden karakterleri. Julietin babası Capulet, prensle evliliği istemeyince kızının fikirlerine değer vermeyip sinirlenmesi, tehditler savurması mesela. Kavga peşinde koşan, kendini yüce gören ve küçümseyici tavırlarla tahrik eden "zorba" Tybalt. Öyle, ismi geçen karakterlere de gerek yok, düğün evine gelen çalgıcının, düğün için geldikleri evden gelinin cenazesi çıkınca, "... hadi içeri girelim de yas tutanları bekleyelim. Hiç olmazsa karnımızı doyurur öyle gideriz." demesi. Uşaklardan tutun Rahip Lawrence'a kadar birer karakterdir aslında, içimizden karakterler. Lakin son olarak söylemek istediğim şey, Shakespeare'in gençlik eserlerinden biri olan bu oyundan; Othello'daki, Kral Lear'daki, Fırtına'daki tadı yakalayamadım.
Romeo ve Juliet
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,7bin okunma
Reklam
Manzara karşısında durmuş, dağların birbirine mükemmel bir simetri içinde farklı renk tonlarını gönderişini seyrediyordum. En gelişmiş bilgisayar programlarının dahi üretmeyecekleri bu eşsiz renk paleti, beni yeni bir boyuta davet ediyordu.
Sayfa 154Kitabı okudu
Düzen hastalığı
... Insanlığın rüyasıdır düzen arayışı şu kaotik dünyada. Simetri düşkünlerinden de bahsetmiyorum üstelik; her şeyi yoluna koyma hayali olan bizlerden... "Yoluna koymak" ha?! "Yol neresi?" Kimdir bu yolu çizen? Yoluna koyamadıysan peki? Belki de yanliş yoldasindir ha? ...
Sayfa 145 - KDYKitabı okudu
Dünya berbat bir simetri hastalığına tutulmuş Soğuk, kurumsal ve kadastronun her yeri kapladığı evler.. Her şey ölçüldü ve kayıt altına alındı öfkemiz ölçüldü, sevincimiz ölçüldü, üzüntümüz ölçüldü, sınıflandırıldı, hesaplandı ve kullanıldı. Steril cinnetler, nordik aileler, metalik tatlar, bütün bunların yanında hesaplanamayan her şey ne kadar diri..
Çiçek gibi bir varlığın tamamen fiziksel varoluşuna dayanan birçok pratik işlevi bulunabilir. Arılara nektar, hayvanlara veya insanlara yiyecek sağlayabilir. Ayrıca resim yapanlara veya çiçeği bir vazoya koyup | seyretmek isteyenlere estetik zevk verebilir. Oysa mana-yı harfi bakış açısından, onun —ve Nursi'nin ifadesiyle bir tür dünya çiçeği oluşturan diğer tüm çiçeklerin görevi, yalnızca Allah'ı zikretmek ve tesbih etmektir. Bu durumda zikir, ister çiçek, ağaç, isterse okyanus veya galaksi olsun tüm varlıkların yaratılış sebebidir. Peki bu zikir nelerden oluşur? Nursi'ye göre; örneğin bir çiçeğin zikri, nizam, sanat, hikmet ve cemâl gibi bazı İlâhi isim terkiplerinin yansıma yeri olmasından ibarettir. Çiçek, bu isimlerin “yansıdığı” bir ayna işlevi görerek ve böylelikle diğer yaratılmışların bu isimleri görebilmesi ve okuyabilmesini mümkün kılarak Allah'ı zikreder. Örneğin, arıya verdiği özünden oluşan “söz yoluyla, Rahim esmasını zikreder. Simetri ve dengesinin “sözü yoluyla Allah'ı Bâri ismiyle zikreder. Estetik güzelliğinin “sözü yle Allah'ı Zülcemâl ismiyle zikreder. Peki meleklerin bu zikirdeki rolü nedir? Nursi bunu şöyle açıklıyor: Mevcudat-ı hariciyenin herbiri, sureten câmid, şuursuzken, gayet hayatkârâne ve şuurdarâne vazifeleri ve tesbihatları vardır. Elbette, nasıl melâikeler bunların âlem-i melekütta mümessilidirler, tesbihatlarını ifade ederler. Bunlar dahi, âlem-i mülk ve âlem-i şehadette o melâikelerin timsalleri, haneleri, mescidleri hükmündedirler.©!
Reklam
Her şeyde bir düzen vardır. Evrenimizin parçası olan bu düzen simetri, zarafet ve güzelliğe -gerçek bir sanatçının eserlerinde mutlaka var olan niteliklere- sahiptir. Bunu mevsimlerde görebilirsiniz; bir uçurumun kenarında rüzgârla sürüklenen kumda, katranruhu çalısının öbekleşmiş dallarında veya yapraklarındaki çizgilerde görebilirsiniz. Biz bu düzeni hayatlarımız ve toplumumuzda kopyalamaya çalışır, onun ritimlerini, danslarını, huzur verici şekillerini ararız. Ama mutlak kusursuzluğu bulmak tehlikeli olabilir. Mutlak düzenin sabit olması gerektiği barizdir. Böyle bir kusursuzlukta, her şey ölüme doğru gider.
Sayfa 511
Doğa, kaba ve fırtınalı ilksel güçtür.Güzellik doğa karşısındaki silâhımızdır; onun aracılığıyla nesneler yapar ve bu nesnelere sınır, simetri ve oran veririz. Güzellik, doğanın akışını durdurur ve dondurur.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.