Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muâşaka
Çayımı, ekmeğimi hazırladım Saksıda yetiştirdiğim umutlar kokusunu verirken Kaleme hararet geldi yazadurdum Çok heyecanlıydı bahar düşmüş sokaklarda Telâşlı bir çocuk edasıyla heyecanlıydı kelimeler Masada sıcak 2 simit hazır Düşlerim karşımda hayalin menemen hazırlıyor Çok heyecanlıydın bugün kalbimde Hayırdır ne oldu gülen gözlerinde? Öyle
254 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Kitap onyedi hikaye ve dört masaldan oluşmaktadır. Yazar hikaye ve masallarında Anadolu kültürünü, sosyal ve ekonomik yapısını sade, akıcı bir dil ile ironik olarak aktarmış. Okurken bu toplumun bir yarasını bir derdini Anadolu insanın ızdırabını göreceksiniz. Bazı hikaye ve masallar o kadar akıcı ve güzel ki hiç bitmesin istiyor insan... ***Örnek olarak; Portakal'da insanımızın sahtekarlığını, Beyaz Gemi'de umudun hayal kırıklığına dönüşünü, Katil Osman'da mahalle baskısının adamı katil edişini, Böbrek'te gariban Avni'nin böbrek taşından kurtulayım derken böbreğinden sağlığından oluşunu,  Çilli'de yanlış evlilik yapan Nigar'ın dramını, Dekolman'da insanın fazla havalara girmeden haddini bilmesini, Hakkımızı Yedirmediyiz'de hırsızlığın/ahlaksızlığın rezilliğini bir de dindar geçinen birinin yapmasının iğrençliğini, Cankurtaran'da fakirliğin acımasızlığını, Çirkince'den Şirince'ye geçişini göreceksiniz. Tabi sonunda Sırça Köşk'ü hayranlıkla okuyup bitireceksiniz.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Kopernik Yayınları · 201956,7bin okunma
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Dido Sotiriyu
Benden Selam Söyle Anadolu' ya kitabı az önce bitirdim. Ve ruhum, kalbim paramparça darmadağın oldu. Savaşın getirdiği tüm saçmalıkları bir Rum olan Manolaki'nin yaşamı üzerinden anlatıyor kitap. Her şeyi yolunda giderken, köylü toprağı işlerken adım adım savaşın, nasıl bir sürecin işlediği, ardından Kurtuluş Savaşı'nı anlatıyor kitap. Ama hepsi bir Rum olan Manolika'nın gözünden. Biz hep tarihi kendi kültürümüzde kendi yaşam tarzımızda okuduk. Şimdi ise Rumların da aslında bizden farksız olduğunu, istemedikleri bir savaşın içinde nasıl ruhunu savaşa teslim edip, canavarlaşmalarını okudum.. 1922'de Anadolu'dan yani Kırkıcadan ayrılarak, bugün ki adıyla Şirince olan, olanları anlatıyor. Gerçekçi kesitler ile savaşın tüm iğrençliğini bir kez daha gözler önüne seriyor yazar. Sözü uzatmadan yazarın son sözüyle bitirmek isterim bu paylaşımı. " Ve sen... Kör Mehmet'in damadı. Hele sen! Niye öyle tiksinerek bakıyorsun yüzüme? Öldürdüm evet seni, ne olmuş! Ve iste ağlıyorum... Sen de öldürdün! Kardeşler, dostlar, hemşeriler! Koskoca bir kuşak durup dururken katletti kendi kendini! Anayurduma selam söyle benden, Kör Mehmet 'in damadı! Benden Selam Söyle Anadolu'ya! Toprağını kanla suladık diye bize garezlenmesin... Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların, Tanrı bin belasını versin."
Benden Selam Söyle Anadolu'ya
Benden Selam Söyle Anadolu'yaDido Sotiriyu · Can Yayınları · 20211,006 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Özel Çocuk Anneleri
Hayırlı Ramazanlar sevgili dostlar. Bugün size farklı bir o kadar da düşündürücü kitapla geldim. "BENİ BENİM GÖZÜMLE GÖR" Bugün Dünya Otizm Farkındalık Günü.
Beni Benim Gözümle Gör
Beni Benim Gözümle GörKolektif · Uyanış Yayınevi · 20195 okunma
Bu kitapla ilgili yorumlarımı paylaşıp paylaşmamak konusunda biraz kararsız kaldım ve sonra dedim ki paylaşacağım. **Kitap Yunan yazar tarafından yazılmış ve başından geçenleri, kendi gözlemlerini anlatmaktadır. İzmir Kırkıca eski Yunan köylerindendir ve şimdiki ismi Şirince. Olay burada ve İzmir genelinde hatta zaman zaman Anadolu’nun diğer
Dünyada ne zamandır 'kanun böyle, ne yapalım'diyen devletler değil, kanunlarını toplumsal vicdana uygun hale getiren devletler saygı görüyor.
Reklam
Nitelikli eğitim ile gelen düşünmeyi becerebilmek yetisi böyle bir şey
Sevan'a karşı haklı çıkmanın tek yolu vardır, baktığı bakış açısını reddetmek. Çünkü Sevan, yakaladığı bakış açısının sonuçlarına acımasızca katlanır ve tek bir mantık hatası yamadan, eşsiz bir belagatle sizi peşinden sürükler. Çocukluğunuzdan beri inandığınız değerlerin gözünüzün önünde lime lime edildiğine tanık olursunuz.
Sayfa 221Kitabı okudu
Evli adamın sessiz çaresizliği
Tapuların bir kısmı eski eşim Müjde ile hisselidir. Bana ait olan kısmını bağışladım.
Sayfa 215Kitabı okudu
Sırça Köşk Sabahattin Ali'nin bu eserinde köy ve köylüden söz açan bir tek hikâyesi vardır: "Çirkince". Mehmet Işıksoy'un açıkladığına göre "Çirkince" 1945-1946 yıllarında yazılmıştır. Sabahattin Ali, Selçuk'ta yaptığı bir gezi sırasında Şirince'yi de dolaşmış, bilgi toplamıştır. "Çirkince", bir hikâyeden çok; uzun bir gezi yazısına, toplumsal, daha doğrusu, çevresel eleştiriyle yoğrulan bir röportaja benzemektedir. Yazar, çocukluğunda birkaç gün kalıp sevdiği Şirince'yi otuz yıl sonra görmeye gider. Burası eskiden Rumların oturduğu yeşil, temiz, güzel bir köymüş. Savaştan sonra zeytinci Rumlar gitmiş, yerine, Kavala'dan tütüncü göçmenler gelmiş. İşlemesini bilememişler, zeytinlikleri ucuza ağalara satmışlar. Bu yüzden köylü gittikçe yoksullaşmış, köy de çirkinleşmiş. Köylüler ağaçları kesip yakmış, pencereleri kapatmış, yollara gübre dökmüşler. Şimdi kentte oturan birkaç ağanın toprağında işçi olarak çalışıyorlarrnış. "Çirkince"de ağalık düzeninin yalnızca toplumu, insanı değil, doğayı da nasıl bozduğu anlatılmaktadır.
Sakın ümitsizliğe kapılıp sıkıntıya düşme. Allah (c.c.) büyüktür. Bak! Kim bilirdi Şirince Köyünü kıyamet kopmasa? * SK
404 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.