...Atatürk daima ısrarla belirtmiştir ki, tam manasıyla bir Batılı millet olmak Türk milletinin benliğini kaybetmesi değil, o benliği bütün temel değerleriyle ortaya çıkarması ve sonsuz bir gelişme yoluna koyması demektir. Buna göre Batılı millet olmak, rasyonel düşünmek ve hareket etmek, ilim zihniyeti sayesinde sonsuz bir yaratma ve yenileşme
Sivas bize mübarek bir mekân oldu...Allah bereket lütfetti de ilim, muhabbet bu şehirden yayıldı... Şemseddin Sivasi
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
MARAŞ'TAN SİVAS'A
Maraş'tan Sivas'a maruzatım var, Günlerce canları bulamadım ben. Geçit vermez dağlar, boran ile kar, Bulup da sağ salim salamadım ben.
Sayfa 95 - PARYA YAYINLARIKitabı okudu
"Trakya ve Anadolu'daki ulusal örgütlerin birleştirilmesi ve ulusun sesini bütün gürlüğüyle dünyaya duyuracak güvenilir bir yer olan Sivas'ta birleşik ve güçlü bir kurul toplamaya karar verilmiştir."
"Buraları, anasına küsmüş, babasından bezmiş, ipini koparıp sürüyerek gelmiş birikmiş ademoğlu döküntüsü harmanı değil mi?" derdi, "Neden Sivas'ta, Kayseri'de tımar reâyâsı olup oturmamış bunlar? Çünkü sürekli çalışmanın bezginidirler... Bunlara ekip biçmek, demir dövmek, deri tepmek zor gelmiştir de, canıyla oynamak kolay gelmiştir. Canını bedavaya veren, başkasının malına para verir mi?"
Erzincan ve Sivas arasında yoğun bir Ermeni topluluğu hayalleri, bilgisizlik ve kavrayışsızlıktan başka bir şey değildir. Savaştan önce bile buralarda oturanlar, büyük kısmı Türk ve küçük kısmı Zaza denilen Kürtlerden ve çok az da Ermenilerden meydana gelmekteydi. Bugün ise varlığından söz edilecek kadar Ermeni yoktur.
Reklam
Sivas Kongresi'nde İstanbul delegeleri mandayı savunurken...
Şerefsiz, istiklalsiz, esir bir milletin çocukları olarak yaşamak yerine efendice ve kahramanca ölmek elbette ki şayanı tercihtir. Bunu anlayamamak ne garip mantıktır?
Sayfa 229Kitabı okudu
Eşime dostuma telefon açıp " Bakın Amerikan filmlerinin dediği gibi oldu. Kötüler cezasını buldu." dedim. Hatta bir Türk bayrağı bulup,arabama atlayıp, Adalet bakanlığının önünde "Türkiye sizinle gurur duyuyor" diye haykırmak bile istedim ama "Sivas katliamı sanıklarının serbest bırakılışını kutlama töreninde" bayrağımı kaptırdığım için bayrak bulamadım. Şimdi sizden acilen bir ricam var sevgili eli coplu büyüklerim. Sakın bırakmayın o adamı?
İlk Celali İsyanı
Yavuz Sultan Selim zamanında meydana gelen bir isyan bütün Osmanlı tarihine damgasını vurdu. Bozoklu (Yozgatlı) Celal adlı bir timarlı sipahi şeyhliğini ilan edip, taraftar top­lamaya başlamıştı. Tokat'ın Turhal ilçesinde bir mağarada ya­şayan Celal'in etrafındakilerin sayısı binlerce kişiye ulaşmıştı. Celal, yanındakilere kendisinin mehdi olduğu söylüyordu. Şah Veli ünvanını alan Bozoklu Celal, Tokat-Sivas havalisinde ha­ kimiyet kurunca Osmanlı yöneticileri harekete geçti. Şehsuvar Ali Bey, İran'a kaçan asilerin Erzincan civa­rında önünü kesti. 1519'da meydana gelen savaşta asiler mağ­lup edildi, reisleri Celal de öldürüldü. İsyan bitmişti. Ama adı yadigar kaldı. Bozoklu Celal'in isyanı Osmanlı literatürüne yeni bir ismi kattı. Bu tarihten sonra Anadolu'da isyan eden­lere Celal'e nispetle "Celali" denildi.
Bir saz kırıla kırıla çalınır Sivas'ta Bir isyan türkü türkü rüzgâra işlenir Bir şair asılır sabaha karşı Şah diye diye mucizeler düşlenir Kırılan saz susar Taşlanan şair ölür Bir gül kana bulanır koynunda Bir yanında ihanet vardır Hazarmard'tan ve Idris-i Bitlisi'den kalma Bir yanında dirençleşen inanç Ki Kawa'dan ve Şaddat'tan alınma Ne Ali vardır yanında-ki o yüce sultan Ne Düldül ne şah Ne de yoluna baş koyulan Allah Yalnızca bir sestir o gündenbize düşen "Hızır paşa bizi berdar etmeden Yıkılın kaleler şaha gidelim" Ey koca şair yıkılmadı işte kaleler Sesinde türküler açıldı-yüreğinde güller O çocuk saflığındaki sonsuz direncin Bilsen hâlâ ne bitmeyen kavgaları söyler
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk
23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı.
Sayfa 154Kitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk
Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin İstiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı.
Sayfa 153Kitabı okudu
Ay karanlıklı "aylar karanlıktı." Ama yıldızların o çatırtılı ışığında her yer görünüyordu sanki. Sen de öyle misin, uyumak istemiyor musun diye sormuştum, çünkü ben, durmadan uyanık kalmak istemiştim, şıp da şıp bu su sesi bitişiğinde. Devrimi köylerden şehirlere doğru başlatamamış, köylüleri ayaklandıramamıştık ama yoksulluğun evin en itibarlı çocuğu olduğunu öğrenmiştik. Bir godik arpa için Sivas kapılarından kovuldukları günleri, suna gibi keçisinin, ineğinin haczedildiği zamanları aklımıza getirmiştik. Anne babalar onu yabancı gözlerden hattâ kendilerinden bile saklasalar da, tıpkı bizim şimdi yaptığımız gibi gözlerini ötelere dikmekten vazgeçiyorlar, yoksulluğun ve yoksunluğun kucağında yaşamanın ötesine, o zorlu belirsiz alacakaranlığa bakamıyorlardı. Nasıl ki biz şimdi bu uğultulu kuşatılmışlığı benimsemişsek...
Sayfa 104 - Son GörüşmeKitabı okudu
Gerçekte, ne Sivas'ta kaygı verici bir durum vardı ve ne de Hristiyanların ölümle tehdit edildikleri doğruydu. Sorunu, ulusça yapılmaya başlanılan mitinglerden olumsuz etkilenen ve bunu isteklerinin gerçekleşmesine engel sayan Hristiyanların, yabancıların dikkatlerini çekmek için kasıtlı yaydıkları haberler olarak kabul etmek gerekir.
Bağdat’ta derisi yüzüldü bir şairin Tebriz’de başı kesildi bir diğerinin Sivas illerinde hâlâ Pir Sultan ağlar Ah o destan destan ölümsüzleşen canlar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.