Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A

Ekmel bey garip bir şey söyledi bugün. "Ayrılmak bir solucanın ikiye bölünmesi gibidir," dedi, "bölündükten sonra tanımaz birbirini parçalar." "Bence gidenin, kalanın kucağına bir kucak kor bırakmasıdır," dedim. "Siz çok yanmışsınız," dedi. Diyemedim ki: isterdim, kucağında bir kucak korla kalan ben olayım.
Reklam
Kendimle zorum var. Bu yüzden sık sık yüksekten düşerim rüyamda, düşerim, düşerim, bir türlü yere ulaşıp parçalanamam.
Kimi zaman insan kendi yaşam alacağından vazgeçebilir. Kendi hikayesini geriye iter. Hatta görünmez kumların altına saklar. Başkasının yolculuğunu sırtlanır. Olmadık anda bir haber gelene kadar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşamak çok ağır değil mi Hikmetçim. Ölüp gidivermek en kolayı aslında. Sarsılıp, titreyip gidiyorlar. Sonra geride o büyük boşluk kalıyor sana. Neyin dolduracağını bilmediğin o dipsiz kuyu her gün seni bekliyor. Buradan kaçtıkça her şeyin bıraktığın gibi kalacağını düşündün, öyle değil mi?
"Evin nerede?" "Şimdi çıkaramadım. Biraz düşününce bulurum belki." Hiç yadırgamadı beni. Diğerleri gibi yüzüme boş boş bakmadı. Kalktım. Yürüdüm. İnsan yolda da bulur evini.
Reklam
"Seni tanıyorum ben. Ama sen kendini biliyor musun acaba?" dedi. Hakikaten biliyor muyum? Uzaydan koptum geldim. Zımpara gibi havadan geçerken alev aldım kesin. En çok da ayaklarım yanıyor. Çıra kokusu.
Terziler bile gömleklerin içine lüzumunda kullanılsın diye fazladan düğme tuttururken, hikmetinden sual olunmaz yüce Allah’ın kullarının bedeninin bir köşesine ihtiyarlık günleri için yedek bir çift göz yerleştirmemiş olmasını kabullenemiyorum.
Beklemek, bekleyişi, en için ve en dışın kesiştiği dairelerde kendi üstüne dolanmış, sıkışmış, yansız bir edim haline getiren şeye dikkat kesilmek, bekleyiş halindeki ve ta beklenmedik olana kadar geri döndürülebilecek olan dağınık bir dikkat. Bekleyiş, herhangi bir şey beklemeyi reddeden bekleyiş, adımların kıvrımlarını açarak gözler önüne serdiği sakin uzam.
Kelimeler, kadında ifade bulmasına yardım ettikleri hatırayı tahrip ediyorlardı. Hafızasında yeniden hatırlanabilir olanlar sadece acılar.
Eğer beni duymuyorsanız nasıl başlayabilirim konuşmaya?
Reklam
Kendi kendisi için alçak sesle, onun için daha alçak sesle. Duyulmadan evvel tekrar edilmesi gereken söz, takip ettiği izsiz mırıltı, bir yok-yerde başıboş gezinen, her yerde-ikamet eden, akışa bırakmanın zorunluluğu. Her defasında, hiç konuşmadan yeniden burada olmak isteyen hep bu eski söz.
Üç evli sokağımı düşüncelerle geçtim, birden kapımın önünde buldum kendimi. Demek ki düşünmüşüm dedim. Çünkü, düşününce hep böyle olurdu. Anahtarlarımı çıkarıp hazırlamaya fırsat bulamadan kapımı görürdüm birdenbire.
Evet, belki insanın kendini tanıtması zordur. İnsanın kendini tanıması daha da zordur. Geçenlerde okuduğum bir kitapta şöyle diyordu: "İnsan ancak kendine çarpınca uyanır." Siz hiç kendinize çarptınız mı?
Yenilik
Her zaman en azından birilerine yeni gelen, değişik gelen bir şeyler söylemek, düşünülmeyecek bir şey... Ama bunların yeniliği değişik biçimlerde çıkabilir karşımıza: Çok yadırgadığımız bir şey, gerçekten hiç bilmediğimiz yeni bir şey olarak. Nitekim sahici yenilikler bize yenilik olarak gözükmez, yadırgadığımız bir şey, sırasına katlanamadığımız bir şey olarak çıkar. Yani onun katlanabileceğimiz bir yenilik olması için, biraz eskimesi gerekir.
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.