Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zira her şeyin iç içe geçtiği bir çağda, hiçbirimiz "benim kendi düşüncem" diyerek işin içinde sıyrılamayız. Tefekkür, her şeyden önce bireyin kendi adına ve dünya için sorumluluk almasını ifade eder. Bu sorumluluk bilinci olmadan hiçbir düşünce ameliyesi zihinsel jimnastiğin ve kurnazlığın ötesine geçemez.
“Belki bu işten sıyrılamayız,” dedi, “o yüzden söylemek isterim ki... içten içe, sende bir iyilik kıvılcımı olduğunu hep biliyordum.” “Pekala,” dedi Crowley acı acı. “Günümü gün et.” Aziraphale elini uzattı. “Seni tanımak güzeldi.” Crowley elini tuttu. “Bir dahaki seferin şerefine,” dedi. “Ve...Aziraphale?” “Evet.” “Senin de şunu hatırlamanı isterim ki, ben de içten içe, sende seni sevmeye değer biri kılacak kadar piçlik olduğunu biliyordum.”
Reklam
Doğru; sevgi ve ilgileriyle yaşamımızın erken dönemlerinde bizi biçimlendirmiş olan insanlardan hiçbir zaman tamamen sıyrılamayız, ama mümkün olan en büyük oranda kendimizi kendi başımıza tanımlamak için çaba harcamalı; elimizden geldiği kadar ailemizin etkisini kavrayıp denetimimiz altına almalı ve bu tür başka bağımlılıklara düşmekten kaçınmalıyız. Kendimizi gerçekleştirmek için ilişkilere gereksinimimiz olacaktır,ama tanımlamak için olmayacaktur.
Boğa kırmızı bir bez parçasına baktığında ne görüyorsa, onlar da başka bir bayrağa baktıklarında aynısını görüyorlar. Bu vatanperverlikten sıyrılamayız. Vatanların canı cehenneme!
Sayfa 70 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
"Geçmişimizden sıyrılamayız, hep peşimizde hep içimizdedir."
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Mesele sadece araçların meşruiyeti değildir. Amacın hikmeti de bu tefekkür ameliyesinin bir parçasıdır. Evden iş yerine neden gittiğimin de bir amacı ve anlamı olmalıdır. İş yerine çalışmak için mi yoksa birisine fenalık yapmak için mi gidiyorum? Uzay mekiğini insanların hayatını kolaylaştırmak için mi yoksa güdümlü füzelerle onları bombalamak için mi üretiyorum? Bu büyük soruların cevabını yani yaptığım işin hesabını vermeden araç-amaç tutarlılığına dayalı olarak yapacağım her rasyonalite tanımı, beni erdeme, kurtuluşa ve mutluluğa değil, zulme, karanlığa ve felakete sürükleyecektir. Bu, aynı anda hem bireysel hem de kolektif bir felakettir. Zira her şeyin iç içe geçtiği bir çağda, hiçbirimiz “benim kendi düşüncem” diyerek işin içinde sıyrılamayız. Tefekkür, her şeyden önce bireyin kendi adına ve dünya için sorumluluk almasını ifade eder. Bu sorumluluk bilinci olmadan hiçbir düşünce ameliyesi zihinsel jimnastiğin ve kurnazlığın ötesine geçemez.
Tek başımıza ne kadar akıllı, ne kadar dikkatli ve temkinli olursak olalım, hayatın çok yönlü etkilerinden sıyrılamayız.
Sayfa 65 - İTHAKİ YAYINLARIKitabı okudu
Sevgi ve ilgileri ile yaşamımızın erken dönemlerinde bizi biçimlendirmiş olan insanlardan hiçbir zaman tamamen sıyrılamayız Ama mümkün olan en büyük oranda kendimizi kendi başımıza tanımlamak için çaba harcamalı; elimizden geldiği kadar ailemizin etkisini kavrayıp denetimimiz altına almalı ve bu tür başka bağımlılıklara düşmekten kaçınmalıyız. Kendimizi gerçekleştirmek için ilişkilere gereksinimimiz olacaktır ama tanımlamak için olmayacaktır.
Olaylara tek açıdan bakmak yanıltır insanı çoğunlukla. Biz hiçbir zaman, tek başımıza sorumlu olamayız olaylardan... Çeşitli etkiler, çeşitli etkenler içindeyiz. Tek başımıza ne kadar akıllı, ne kadar dikkatli ve temkinli olursak olalım, hayatın çok yönlü etkilerinden sıyrılamayız. Fakat sen o gün meseleyi sadece kendi açından, yani "ben bunları akıl edemez miyim açısından değerlendirdiğin için hatalısın. Sen her şeyin en mükemmelini, en doğrusunu düşünebilirsin. Ama sonuçlar hiçbir zaman, senin istediğin gibi olmaz, olamaz...
Sayfa 65 - İTHAKİ YAYINLARIKitabı okudu
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.