Müthiş bir analiz
“Şimdi, biz kendi tarihimize baktığımızda, Anadolu’ya yerleşmeden önceki Orta Asya’daki göçebe yaşamımızda bu anlattığım ilkel komünizmi yaşıyor gibiyiz. Gibiyiz diyorum, çünkü o dönem toplumlarına ilişkin cömertlik, konukseverlik, otlakların paylaşılması, imece gibi niteliklerin varlığı bunu gösteriyor. Örneğin, ‘Bu sulug ol bir atı yok emi, anı
Ordu Komutanı Mustafa Kemal’in, 1917 Eylül’ünde Halep’ten Başkomutanlığa yolladığı bir rapor, o devirdeki ordu ve memleket hâlini iyice anlattıktan başka; bildiğini ve gördüğünü her türlü şartlar altında, hiç çekinmeksizin sorumlu kimselere ve makamlara anlatmak ahlâkının bir örneğidir. Mustafa Kemal bu raporunda der ki: ”Savaş, milletimizi son
Reklam
...Bana bir çay pişir. Bırakalım her şey kendi kendine düzene girsin. Yavaş yavaş soyunalım. Bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. Ne olacak endişesine kapılmayalım. Bırakalım zaman her şeyi halletsin. Bu söz bize korkunç gelmesin. Aynı ırmağa bir kere daha girelim. Acele etme, çay kendi kendine demlenir. Sen gideli neler oldu bak diyerek her şeyi bir çırpıda anlatmayalım: Bu sağlık bozucu davranıştan kaçınalım. Hemen birbirimizi eskitmeyelim. Dur, ıslanmışsın, sana kuru bir şeyler vereyim, deme. Hürriyetime düşkünüm biliyorsun...
Bizden Belgrad'ı aldıkları zaman, düşman delegeleri Niş kasabasını da istemişlerdi. Osmanlı delegesi ayağa kalkarak:-Ne hacet, dedi, İstanbul'u da size verelim.Babalarımız için Niş, İstanbul'a o kadar yakındı.Biz eğer Vardar'ı, Trablus'u, Girid'i ve Medine'yi bırakırsak, Türk milleti yaşayamaz sanıyorduk.Çocuklarımızın Avrupa'sı Marmara ve Meriç'te bitiyor.Batış ve kurtuluş gibi, bir milletin tarihinde ikisi tek yüzyıl içinde pek az defa sığmış olan ve yalnız biri milli tarihin büyük bir faslı olan iki hadiseyi dört, beş yıl içinde görüp geçirmiş, en büyük acıyı, en büyük milli sevinci tatmış olanların hikayeleri okunmağa değer.
Tekrar soruya döneyim: Neden bu insanlar kitlesel bir şekilde İslam'a girdiler ve neden Muhammed vefat edince yine kitlesel bir şekilde dinden çıktılar? Çoluk çocuğum öldürülmesin, malım talan edilmesin, ben öldürülmeyeyim, eşim cariye olarak düşmanın eline geçmesin gibi hesaplardan dolayı insanlar İslamiyet'i kabul etmek zorunda kalıyordu
Olmaz diye bir şey yok, olabilir, olabilir... Size, her hadiseye uygun bir künye haber vereyim mi? Olabilir oğlu olabilir...
Sayfa 101
Reklam
1.000 öğeden 881 ile 890 arasındakiler gösteriliyor.