Ama o göğün altında eliniz-hayır, benim elim-, hayır bizim elimiz, onun elindeyken daha hiçbir şeyden haberiniz yoktur. Mutfak masasındaki kutunun içinde o sarmal resminin durduğundan, çerçevesinin arkasına yapıştırılmış notta, Bunu sana bir kertenkeleden çaldım. -D yazdığından haberiniz yoktur.O tablonun sizi nasıl bir apartman dairesinden ötekine takip ettikten sonra nihayet evinizin duvarına asılacağından, onlarca yıl sonra Daisy'nin hâla arkadaşınız olmasından ne kadar gurur duyacağınızdan, hayatlarınızın bambaşka şekillerde evrilmesinin ikinizi birbininize ancak daha düşkün yapacağından haberiniz yoktur. Üniversiteye gideceğinizden, işe gireceğinizden, kendinize bir hayat inşa edeceğinizden, gözünüzün önünde yıkılıp tekrar küllerinden dirileceğinizden haberiniz yoktur. Ben, tekil zamir ben, devam edecektir, geçmişle, gelecekle ve şimdiyle belirlenerek. Ancak henüz bunların hiçbirinden haberiniz yoktur. Onun elini sıkarız. O da aynı şekilde karşılık verir. Aynı göğe birlikte bakarsınız ve bir süre sonra, Gitmem lazım,der, siz Hoşça kal,deyip veda edersiniz, o da Hoşça kal der, öte yandan kimse veda etmez,sizi tekrar görmek istemedikleri sürece.